İşine ve mesleğine olan sevgisini “Bende müziğe karşı inanılmaz büyük bir aşk var” diye tanımlayan yılların  eskitemediği efsanevi sanatçı Selami Şahin, 7’den 70’e herkesin sevgilisi… Müzik tarihimizde pek çok klasikleşmiş şarkıya imzasını atan Selami Şahin ile oğullarının sahibi olduğu Çeşme’deki Gala Aya Yorgi’de vereceği konser öncesinde bir araya geldik, güzel bir sohbet sonrasında kendisini dinleme şansı yakaladık. Keyifli okumalar…

Müzikte 50 yılı aşkın bir zamanı geride bıraktınız. Hiç ara vermeyi, bir durup dinlenmeyi düşündüğünüz zamanlar olmadı mı?

Benim bir huyum var. Yeni beste yaptığım zaman, stüdyoya girdiğim zaman, sahne aldığım zaman sanki dünyaya yeni gelmiş gibi oluyorum. Bende müziğe karşı inanılmaz büyük bir aşk var ve bu kadar hit şarkı kime nasip olmuştur? Ben halkın sevgisiyle varım. Şarkılarımı sekiz yaşındaki, on yaşındaki, on iki yaşındaki çocuklar benimle beraber okuyor. Hiçbir zaman ‘ara vereyim, daha sonra devam ederim’ gibi bir düşüncem olmadı.

Bu 50 yılda ivme sizin için her zaman yukarı doğru ilerledi. Sizin de söylediğiniz gibi, şarkılarınızı dinleyenler arasında 70 yaşında olan da 18 yaşında olanlar da var. Şarkılarınız yediden yetmişe herkes tarafından seviliyor. Peki bunun sırrı ne sizce?

Ben, her türlü beste yapıyorum. Türkiye’de gelmiş geçmiş bütün sanatçıların en azından yüzde 90’ı bestelerimi okumuştur. Zaman sana uyum sağlayamaz, sen zamana uyum sağlayacaksın. Halk ne istiyor iyi tahlil edip, yola öyle çıkacaksın. Bu çok önemli ve öyle yapıyorum. Sanırım işin sırrı bu…

Hep bahsediyorsunuz, 15 yaşında evden ayrılıp İstanbul’a gelmişsiniz. Çok zorluk çektiniz mi?

Türkçe’yi sekiz yaşında ilkokulda öğrendim. Rahmetli annem Mısırlı, babam Hataylı, dedem Atatürk’ün silah arkadaşıydı. İlkokulu bitirdim, “Şarkıcı olacağım” dedim. Ailem çok fakir. 15 yaşında İstanbul’a geldim, aynı gün iş buldum. Ütücüde çalıştım, komilik yaptım. Ama Allah’a şükür aileme baktım, yemedim yedirdim, giymedim giydirdim. Çok zordu, parkta yattığım günler de oldu. Soğan ekmek yiyordum, anne ve babama göndereceğim para azalmasın diye. Derken 16 yaşını bitirmek üzereyken, ünlendim. Neden? Aileme yaptığım iyiliklerden dolayı, Tanrı’dan sonra onlara taptığım için… Notayı da kitapların yardımıyla kendi kendime öğrendim.

Müzik piyasasında her gün yeni bir isimle karşılaşıyoruz. Sizin gibi kalıcı isimlerin sayıca azlığını neye bağlayabiliriz?

Yazılmamışı yazmak, işlenmemiş melodilerle çıkmak istiyorum. Herkesin, “Kader vurdu beni veya ben ölüyorum mezarıma gelme” gibi tercih ettiği cümleleri ben yazmıyorum. Şarkılar aşkı, sevgiyi, özlemi, sitemi anlatır. Ben yola öyle çıkıyorum. Herkese dokunmak çok önemli. Bu da her daim dinleniyor olmamı sağlıyor.

” Etrafımda çok zengin ilham kaynaklarım var. Bestelediğim eserler arasında roman havası var, türkü var, batı müziği var, Türk Sanat Müziği var. Opera istesinler onu da bestelerim… “

Roman havasından Karadeniz türküsüne, Türk Sanat Müziği’nden arabeske kadar her türde müzik çalışmalarınız var. Bu zenginliği nasıl sağlıyorsunuz?

Şarkı yazarken ilhamınızı nereden alıyorsunuz? Amerika’da ve İngiltere’de yaşadım ve hayatımı sürdürmem için İngilizce bilmem gerektiğini düşündüm. 17 yaşında ünlenen bir müzisyenim. Beste yoktu o zamanlar. Dedim ki notayı bilmem lazım. Ders alacak kadar maddi durumum da yoktu. Köyümüzde sadece ilkokul vardı ve hala da öyle. Kitapların yardımıyla bildiğim şarkılara bakarak ve onları inceleyerek yola çıktım. Hiç kimseden ders almadan kendi kendime notayı öğrendim ve insan isterse, çalışırsa mutlaka öğrenir. Taklitler daima aslını yaşatır. Ben her türlü beste yapıyorum. Şarkı yazarken hayattan ilham alıyorum. Etrafımda çok zengin ilham kaynaklarım var. Bestelediğim eserler arasında roman havası var, türkü var, batı müziği var, Türk Sanat Müziği var. Opera istesinler onu da bestelerim.

Sayısız hit şarkının altında imzanız var. Her zaman bir öncekinden daha iyisini ve daha çok sevileni yapmak zor olmadı mı?

Eser, kalıcılık demektir, unutulmamalı. Benden 20-30 sene sonra ünlü olan kişiler bile şu anda yok. Bir yere gelmek kolay, orada kalmak zor. Şükürler olsun, beste yapabildiğim için kalıcı oldum. Dünyaya bir daha gelsem yine Selami Şahin, yine besteci ve şarkıcı olmak isterim. Çünkü müziğe aşığım, deliler gibi seviyorum. Bu sebeple bunlar bana zor gelmiyor.

Bestelerinizi okumayan yok… Parçalarınızı vereceğiniz kişiyi neye göre belirliyorsunuz?

Bahçeye bak, bütün çiçeklerin rengi güzel… Zeki Müren 30 şarkımı okudu, Bülent Ersoy 20, İbrahim Tatlıses 15. Bestelerimi seslendiren tüm sanatçılar benim için çok değerli. Hepsinin yeri ayrıdır. Şarkı yaparken kişinin üzerine oturacak mı diye iyi bir tahlil eder, sonra seçerim.

Eşinize olan aşkınızı sürekli dile getiriyorsunuz… Mutlu evliliğin sırrı ne?

Akıllı insanlar mutlu yaşar. Eşimi seviyorum. Öncellikle bana dünyanın en güzel üç ödülünü verdi, iki oğlum, bir kızım var. Eşim çocuklarına adadı kendini, hala da öyle. Tanrı’dan sonra aileme tapıyorum. Mutluyuz, iyiyiz. Eee hanımlar ne derse o olur, uyum sağlıyorum. Üç çocuğunuz var ve üçü de hem sahnede hem de özel hayatınızda en büyük destekçiniz. Aranızda güçlü bir bağ var değil mi? Çok fazla. Onlar benim her şeyim. Ailem için canımı veririm. Tüm işlerimizde hep birlikte oturup, değerlendirip, düşünür ve karar veririz.

Üç çocuğunuz var ve üçü de hem sahnede hem de özel hayatınızda en büyük destekçiniz. Aranızda güçlü bir bağ var değil mi?

Çok fazla. Onlar benim her şeyim. Ailem için canımı veririm. Tüm işlerimizde hep birlikte oturup, değerlendirip, düşünür ve karar veririz.

Son albümünüz Baştan Başa Sen’den biraz bahsedebilir miyiz?

Birbirinden farklı duyguları açığa çıkaran ve dinleyicilerin yüreklerine dokunan eserlerimin bulunduğu bir albüm oldu. Albümde bulunan birbirinden özel 12 şarkı var. Albümün aranjörlüğünü Selim Çaldıran, Aydın Sarman ve Aykut Gürel üstlenirken, kapak fotoğrafı Mehmet Turgut’a, kapak tasarımı ise Berkcan Okar’a ait. 2016 yılında yayınlandığım söz ve müziği bana ait olan Kolay Değil isimli şarkımın dışında 11 tane yepyeni eserim var bu albümde. Sözleri Yasemin Acınal’a ait olan Karmakarışık şarkısının dışında, albümde geri kalan tüm şarkıların söz ve müzikleri bana ait. 80’lerde Tanju Okan için yazdığım ve o dönem notalarını kaybettiğim ‘‘Kapatma Meyhaneci’’ isimli şarkıya da albümde yer verdim. İlk defa bu albümde seslendirdiğim bu şarkıyı Tanju Okan’a ithaf ettim.

Şarkı söylemek mi yoksa beste yapmak mı kendinizi daha çok ifade etmenizi sağlıyor?

İkisinin de yeri çok farklı. Yeni beste yaptığım zaman, stüdyoya girdiğim zaman, sahne aldığım zaman sanki dünyaya yeni gelmiş gibi oluyorum. Bende müziğe karşı inanılmaz büyük bir aşk var.

İzmir Fuarı pek çok sanatçı için önemli bir okul olmuş. Sizin de bu sezon İzmir Çeşme’de oğullarınızla birlikte açtığınız Gala Aya Yorgi adlı mekan şimdiden yaza damga vurdu. Bu çalışmanın temelleri ne zaman atıldı?

Sizi ilerleyen günlerde farklı ne gibi çalışmalar içinde göreceğiz? Oğlum Emirhan Şahin ve iki ortağı ile birlikte açtıkları Cove adlı mekanın hazırlığı uzun emeklerle gerçekleşti. Sonrasında da böyle keyifli bir mekanı hizmete sundular. Ben de onlar için elimden ne geliyorsa yapmaya hazırım. Her şey yolunda gidiyor çok şükür. Eskimeyen Şarkılar konser turnemiz olacak. Baştan Başa Sen albümünün şarkılarını kliplendirmeye devam edeceğiz. Oğlum Lider’in yeni projesi çıkacak. Çok mutluyum güzel ve başarılı projelere imza atmaya devam ediyoruz. Tüm okuyucularınıza ve siz değerli basın mensubu arkadaşlarımıza sonsuz sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Teşekkür ederiz…