
BANA YEPYENİ BİR ‘BEN’ LAZIM…
Yeni yıl öncesi her köşe yazımda mutlaka ‘To do list’ yapıp, sizinle paylaşıyorum. Bu yıl da “Yepyeni bir ben” dileğimi listeme almıştım. Saçımdan kıyafet tarzıma, takılarımdan makyajıma kadar değişmek istiyordum ama bu benim gibi ‘değişikliğe açık olmayan’ biri için hiç de kolay değildir tahmin edersiniz.
Aslında her şey köşe fotoğrafımı değiştirmek istememle başladı. Fotoğraf sanatçısı Nazım Kurtuldu’ya köşe fotoğrafımı çektirmek için gittiğimde ben gerçekten büyük bir sürpriz bekliyordu. Yazı İşleri Müdürüm Sevgili Ece Erdoğan ve dergimizin Dijital Medya Direktörü Sevgili Aslı Destan Özmen ile Famous Kuaför’ün sahiplerinden Hair Designer Murak Ak, makyaj sanatçısı Dilek Mutlutürk ve tabii fotoğraf sanatçısı Nazım Kurtuldu çete gibi çalışıp beni tuzağa düşürdüler. Daha, “Nasıl yani? Ben şimdi bunları mı giyeceğim, bu takıları mı takacağım?” demeye kalmadan kendimi poz verirken buldum. Önceleri elimi ayağımı nereye koyacağımı bilemesem de sonra iyiden iyiye hoşuma gitmeye başladı. Ece ve Aslı’nın benim için Brooks Brothers’dan özel olarak seçtikleri kıyafetlerin içinde kendimi gerçekten harika hissettim. Normalde asla takmayacağım küpeler, yüzükler, kolyeler hiç de fena durmadı hani… Saçlarım ve makyajım yapılırken içim içimi yese de hiç yorum yapmadan sabırla bekledim ki hem Murat hem de Dilek işlerini rahat rahat yapsınlar. Aynada kendimi gördüğümde “Yok artık! Bu ben değilim!”dedim. İnanamadım. Üstelik stüdyo içindeki çekimler bizim çeteye (!) yetmedi, bir de beni sokağa çıkarttılar.
Benim için inanılmaz güzel, acayip eğlenceli, müthiş keyifli bir gündü. Kendime baktıkça sonuçtan da oldukça memnum kaldım.
İnsanın kendini sevmesinden geçiyor bence diğer insanları ve hayatı sevmeye başlaması… Bu değişimde emeği geçen herkese teşekkürler…
Bakalım bu “yeni Pakize Sükan” için siz ne düşüneceksiniz? Hoşbulduk Almanya…
Her Daim Başarının Arkasındayız
Geçtiğimiz ay Düsseldorf’ta tanıştım Yükselir Group Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Yüksel ile… Kendisi ile iki ayrı yerde iki farklı röportaj yaptım. Geçtiğimiz hafta da Yavuz Yüksel ve Yükselir Group Avrupa CEO’su Dr. Erol Sevinçhan Diva’ya gelerek dergimizi ziyaret etme nezaketinde bulundular.
Dünyanın bir çok ülkesinde faaliyet gösteren Yükselir Group’un şimdiki gözbebeği İzmir.
Şirketlerinin CEO’ları ile İzmir’de buluşan ve gerçek bir İzmir aşığı olan Yavuz Bey; İzmir’de marina ve golf oteli kuracak, rüzgar ve güneş enerjisi üzerine yatırımlar yapacak.
Bu inanılmaz keyifli bir haber değil mi?
Başarılı, ileri görüşlü, vizyon sahibi, bastığı yeri bilen işadamlarının katkıları ve akıllı yatırımları ile İzmir hakettiği yere gelecek diye düşünüyorum.
Bunun için elini taşın altına koyan herkesin Diva Dergisi olarak yanındayız. Tanıtımlarını yaparak, yaptıkları işleri ön plana çıkartarak, röportaj yaparak, projeleri tanıyıp duyurulmasına yardımcı olarak ve daha yapabileceğimiz her ne varsa, yanlarındayız…
Attığınız o güzel adım için şimdiden teşekkürler Yavuz Yüksel… Yürekten kutluyoruz Yükselir Group…
Hoşbulduk Almanya…
İkinci evimdeyim. Almanya’da… Duisburg’ta…
Yeni bir düzenim var artık burada. Kerem ile birlikte yerleşim işlerini tamamladık. Şu an sadece sömestr tatili için geldik. Ama bundan sonra ağırlıklı olarak burada olacağım. Almanya’da doğduğum için yaşayışına, insanlarına, mekanlarına, yapılarına çok alışkınım. Burayı çok seviyorum ve kendimi burada inanılmaz mutlu hissediyorum. İzmir ile de bağlantılı bir yığın proje var önümde. Tabii siz benim tatil dediğime bakmayın, oradan oraya deli gibi koşuşturup duruyorum… Sabahtan akşama kadar toplantılara girip girip çıkıyorum. Bu projeleri yakın bir zamanda sizlerle de paylaşacağım.
Kısa gezintilere çıkıyoruz işten fırsat bulduğumda. Hava inanılmaz soğuk -ki ben soğuğu hiç sevmem… Yine de huzurluyum. Kerem biraz sıkıldı. Çocuğun sömestr tatilinden beklediği bu değildi eminim. Bilgisayar oynasa da, bir şeyler izlese de, gezse de of puf yapıp duruyor sürekli. O da bana benziyor aslında bir çok yönden… Biz mekanlara da insanlara da şehirlere de alıştık mı kolay kolay bırakabilenlerden değiliz demek ki… Kerem’in yaşındaki bir çocuk için biraz zaman alacak burada yaşamak fikri…
Yine de şükrediyorum. Güzel bir evimiz var artık burada ve her şeyden önemlisi sağlımız yerinde. Daha ne olsun..