Varis tedavisi kişiye özel yapılmalıdır. Tedavi seçenekleri geniş bir yelpazeye sahip olup, eskiden beri uygulanabilen klasik cerrahi yaklaşımdan başlayarak ameliyatsız yaklaşım olarak lazer, radyofrekans ve biyolojik yapıştırma yöntemlerine kadar uzanmaktadır.
Tedavi aşamasında öncelikle hastanın detaylı öyküsü alınmalıdır. Hastanın Hipertansiyon, Romatizmal Hastalık, Diabet vb hastalıklarının olup olmadığı değerlendirilmelidir. Ardından hastanın fizik muayenesi yapılır. Muayenenin ardından tedavi planlaması için Doppler Ultrasonografi ile değerlendirme yapılmalıdır. Burada damarlar detaylı şekilde değerlendirilir. Varisin erken tanı ve tedavisi çok önemlidir. Damarların kapakçıklarındaki değişikliklerin geri dönüşümsüz hale gelmeden tedavi edilmesi gereklidir. İlerleyen teknolojik imkanlar ile çözüm kolaylaşmıştır.
YAŞAM TARZI DEĞİŞİKLİĞİ: Varislerde kilo vermek, uzun süre ayakta durmaktan kaçınmak ve düzenli egzersiz yapmak hastalığın oluşumunu engeller.
VARİS ÇORABI: Varis çorabı hastanın semptomlarına göre hekim tarafından önerilen özel basınçlı çoraplardır. Varisin ilerlemesini ve ağrı, yanma vb. olan semptomları azaltmak için önemlidir. Bu çoraplar bacaklarda gereken basıncı sağlayarak venöz dolaşımın (toplardamar dolaşımı) normal olmasına neden olur. Varis çorabı üretim teknolojisinde olan ilerlemeler sayesinde estetik olarak kötü görünümlü çoraplar olmaktan çıkmıştır. Kişinin yaşam tarzına ve semptomlarına göre uygun basınç ayarlanır.
İLAÇ TEDAVİSİ: Varise bağlı semptomların azaltılmasında ciddi etkisi mevcuttur. Ancak sadece ilaç kullanarak oluşmuş varis ortadan kalkmaz. Toplardamar yapısının gücünü artırarak yakınmaların azalmasını sağlar.
SKLEROTERAPİ: Skleroterapi; damar içerisine ilaç enjeksiyonu sonucunda damar kapatma yöntemidir. Yüzeysel toplardamar tedavilerinde daha çok kozmetik amaçlı uygulanmaktadır.Çeşitli kullanım tipleri mevcuttur. Hastaya özel bir sıvı veya köpük enjeksyonu ile yapılan skleroterapi, küçük damar yollarının bloke edildiği mikroskleroterapi yapılabilmektedir.
RADYOFREKANS TERMOKOAGÜLASYON: Sistem radyo dalgalarını oluşturan bir jeneratör cihaz ile bunun dokuya iletildiği iğnelerden oluşmaktadır. Radyo dalgaları 4mhz frekansında ve süresi ayarlanabilen atımlar halinde uygulanır. 0.075 mm-0.15 mm kalınlığındaki iğneler çok özel bir kaplamaya sahip olup sadece batırıldığında uç kısmı ile etkili olur. Prensipte deriye batırılan iğneler yolu ile iletilen radyo dalgalarının kılcal damarlarının ısı yoluyla pıhtılaşmasına sebep olur. Genelde 0.9 mm kadar olan kılcal damar varisleri (telenjektaziler), 0.3 mm’den küçük varisler, bilek, diz ve yüz gibi yerlerdeki varisler ve her hangi bir cilt tipinde oluşmuş kılcal damar varisleri etkili bir şekilde tedavi edilebilir.
LASER VE RADYOFREKANS YÖNTEMİ İLE VARİS TEDAVİSİ: Varisli damar içerisine Radyofrekans (RF) veya laser ile yüksek ısı uygulanması ile ilgili damarın kendiliğinden kapanmasını sağlayan gelişmiş bir tekniktir.Ultrason eşliğinde uygulanmaktadr.Literatürde üstünlüğü kabul edilmekle beraber klasik cerrahi yaklaşıma tercih edilmektedir. Özel durumlar hariç genel anestezi veya belden uyuşturma gerektirmemektedir. Kesi yapılmadan damara iğne ile girişim yapılmaktadır. İşlem katater aracılığı ile olmaktadır. Lokal anestezi eşliğinde yapılmakta olup, damarın eksizyonu gibi işlemler yapılmaz. İşlem sonrasında hafif ağrı olabilmekle birlikte, hasta normal hayatına devam edebilmektedir. Sonuç olarak enfeksiyon riskinin, ağrı ve kanama ihtimalinin en aza indirgendiği tedavi yöntemidir.
YAPIŞTIRICI (GLUE) YÖNTEMİ İLE VARİS TEDAVİSİ: Damar içerisine ultrason aracılığı ile katater yerleştirilir, ardından Glue sıkılarak damarın kendi üzerine kapatılması sağlanır. Son derece gelişmiş ve konforlu bir yöntemdir. Bu teknikte de genel anestezi veya lokal anestezi gereksinimi olmayıp, işlem sonrası rutin hayatına dönebilmektedir. Az ağrılı olup, enfeksiyon ve kanama ihtimali yok denecek kadar azdır.İşlem sonrası varis çorabı gereksinimi kısa sürelidir.
PERFORAN VEN LİGASYONU: Yüzeyel venöz (toplaradamar) sistem ile derin venöz (toplardamar) sistem arasında bacak boyunca ilerleyen bağlantı damarlarına perforan ven denilmektedir. Bu damarlar da kapak taşımakta olup, kanın yüzeyel sistemden derin sisteme geçişini sağlarlar. Bu kapaklardaki problemlerde de varis oluşumu gözlenebilmektedir. Detaylı ultrasonografi sonrasında ufak kesi ile veya laser katateri kullanarak kapatma işlemi uygulanabilir.
MİNİFLEBEKTOMİ: Büyük varislerin ciltten açılan küçük kesilerle dışarı alınması yöntemi olup, günümüzde hiç kesi kullanılmadan sadece iğne deliklerinden yapılmaktadır. Miniflebektomi adı verilen bu teknikte, önce varislerin çevresine sıvı enjekte edilerek varisler söndürülür ve sonra da özel çengellerle iğne deliklerinden dışarı alınır.
KLASİK CERRAHİ (AÇIK TEKNİK): Genel anestezi veya belden uyuşturma gerektirir. Kasık bölgesinde kesi yapılır. Kesi olduğu için dikiş atılması gerekir ve iz kalma ihtimali vardır. Enfeksiyon ve kanama riski az da olsa mevcuttur. İşlem sonrası ağrı hissedebilir. Bir haftalık istirahat sonrası işe dönebilir. İşlem sonrası varis çorabı gereksinimi vardır. Cerrahi teknik yeni yöntemlerin gelişmesi ile beraber geri planda kalsa da bir takım durumlarda kombine tedavi olarak veya tek başına gerekebilir.