Mimarlık, iç mekan proje hizmetleri ve uygulama konusunda hizmet veren, başarılı çalışmalarıyla İzmir’de aranan firmalardan biri olan Todo Mimarlık’ın ortakları Mimar İrem Sönmez ve İçmimar Elza Gabbai ile keyifli bir söyleşi yaptık…

İçmimarlar ve mimarlar, hayallerindeki ürün ve tasarımları müşterilerinin hayalleri ile birleştirip konforu evin içinde sağlamakla görevli uzmanlardır. Siz de onlardan birisiniz. Bize bu meslekteki yolculuğunuzdan bahseder misiniz?
Elza Gabbai: İstanbul Teknik Üniversitesi İçmimarlık bölümü 2012 mezunuyum. Öğrencilik yıllarından beri çeşitli ofislerde mesleğimle ilgili kendimi daha çok geliştirip profesyonelleştikten sonra mimar arkadaşım İrem ile birlikte kendi ofisimizi açtık. Bu yıl meslekteki yedinci yılım ve bu mesleği yaptığım için kendimi çok şanslı hissediyorum. Yaratmak ve yarattığımı hayata geçirebilmek çok güzel bir duygu.
İrem Sönmez: İzmir Ekonomi Üniversitesi Mimarlık bölümünden 2011 yılında mezun oldum. Yüksek lisansımı İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Mimarlık bölümünde tamamladım. Öğrencilik günlerinden itibaren mesleğimi farklı açılardan pratik etme imkanım oldu. Farklı ofislerde çalışarak deneyimlerimi artırdıktan sonra profesyonel hayata içmimar arkadaşım Elza ile kendi ofisimizi kurarak devam ettik. Sürekli olarak yaratma ve üretme döngüsü içinde olmak ve bunların sonucunda mekan kullanıcılarının hayatlarına bir şekilde dahil olmak mesleğimin en heyecan verici kısmı.
Hayal etmek, tasarım, dekorasyon her zaman aklınızda var mıydı? Çocukluk yıllarından beri bu kavramlarla ilişkiniz nasıldı?
E.G: Bu kavramlar her zaman aklımda olan şeylerdi. Daha çocukken bile renklerle, farklı farklı parçaları biraraya getirmek, kesmek, yapıştırmak, kombinlemek gibi şeylerle hep iç içeydim. Bunlar da yaratıcılığımızın temellerini oluşturan şeyler oldu sanırım.

Projelere yaklaşımınız, tasarım felsefeniz ve tasarım sürecinizden bahseder misiniz?
İ.S: Öncelikle bir mekanın tasarım sürecine başlarken en önem verdiğimiz konu kullanıcının kim olduğudur. Kullanıcıyı iyi tanıyıp, iyi analiz edebilirsek, teknik bilgilerimizi de içine kattıktan sonra tasarım süreci hem sağlıklı hem eğlenceli hem de kolay devam eder. Önemli olan tasarlayacağımız mekanın kullanıcısının yerine kendimizi koyabilmemiz. Örneğin, bir anaokulu tasarlayacaksak hem çocuklar hem öğretmenler hem de yöneticiler açısından mekanı hayal edebiliyor olmalıyız. Aynı şekilde bir kafe tasarlayacaksak hem müşteri hem mutfak çalışanı hem de hizmet veren çalışanlar yerine kendimizi koyabiliyor olmalıyız.
İçmimari Türkiye’de henüz ciddi anlamda yer bulmuş değilse de konut projelerinin sayısına paralel olarak içmimarinin ne derece önemli olduğu daha da iyi anlaşılmaya başlandı. Bu konuda neler söylersiniz?
E.G: Evet maalesef içmimarlık Türkiye’de henüz ciddi anlaşılmış bir mevzu değil. Genelde mobilya, kumaş seçme vs. gibi daha dekoratif anlamda algılanıyor meslek olarak. Ancak insanlar yavaş yavaş profesyonellerle çalışarak ve işin detaylarını tecrübe ederek daha iyi anlıyorlar. Çünkü, aslında işin temelinde çok önemli teknik bilgiler barındıran bir meslek. Yaşadığımız mekanların bu teknik bilgiler dahil olmadan yapılması halinde aslında hem fiziksel hem de psikolojik birçok unsurda tehdit altında kalıyoruz. Ayrıca ben aynı zamanda İçmimarlar Odası İzmir Şube Yönetim Kurulu üyesiyim ve odalarımızın da mesleğimizin önemini Türkiye’ye anlatma ve yayma konusunda yaptığı çalışmaların bizzat tanığıyım.
Bir içmimarın evi nasıl oluyor, evde baktığınız her yerde eksik ve yenilenmesi gereken şeyler buluyor musunuz?
E.G: Her meslekte kendi alanında algıda seçicilik olduğunu düşünüyorum ve ben de artık her girdiğim mekanda kendime göre eksiklikleri, fazlalıkları veya hataları bulmaya çalışıyorum. Şu an ailemle yaşadığım evde de değiştirmek istediğim birçok nokta var, yavaş yavaş başladım bile.
Başarılı bir içmimari projesinin ve işinizin olmazsa olmazları nelerdir?
İ.S: Daha önce de bahsettiğim gibi temel unsur kullanıcıyı tanımak. Daha sonra ona uygun mekanları karakteristik hale dönüştürmek ama proje sürecini ilerletirken işlevselliği asla geri plana atmamak en önemli unsurlardan biri. Ayrıca her daim araştırmaya açık olmak çok önemli. Çünkü her gün teknoloji ilerledikçe yeni teknikler ve yeni malzemeler çıkıyor. Bunları araştırmadıkça konunun biraz gerisinde kalabiliyoruz. Yeniliğe, denemeye ve araştırmaya açık olmak da bence bu mesleğin en önemli maddelerinden biri.
Son dönemde gerçekleştirdiğiniz projeler ve gerçekleştirmek istediğiniz projeler hakkında bilgi verebilir misiniz?
İ.S: Son dönemde ağırlıklı olarak konut projeleri üzerine çalışıyoruz. Proje konut içerisinde bir mekan da olabiliyor konutun tamamını da kapsayabiliyor. Önemli olan projenin büyüklüğü değil, yarattığımız mekanları kullanırken mutlu olan müşterilerimiz. Son olarak İzmir Sahilevleri’nde bulunan villanın içmimari projesi üzerinde çalışıyoruz. Gelecek için hedeflerimiz arasında proje türlerimizi çeşitlendirmek var, çünkü her farklı mekan yeni bir bakış açısı geliştirmemizi ve farklı durumları sorgulamamızı sağlıyor. Ayrıca bir diğer hedefimiz de gelecekte tasarımlarımızı yurt dışı projelerinde uygulamak.


Gelecek yıllara ilişkin iç mimaride beklediğiniz tasarım trendleri neler? Bu trendleri takip ediyor ve çalışmalarınızda yer veriyor musunuz?
E.G: Gelecek yıllarda da sade ve modern çizgilerin trend olarak devam etmesini bekliyoruz. Ayrıca kullanıcıya ve mekana kattığı enerji nedeniyle yeşil dokunun iç mekandaki yeri giderek artıyor ve trend haline gelebilir. Tasarım trendlerini takip etmek elbette bizim için önemli fakat sadece trend olduğu için bir şeyleri projemizde uygulamaktan kaçınıyoruz. Her zaman önceliğimiz kullanıcı ve onun istekleridir. Bu çerçevede kalarak dünya trendlerini de gözardı etmeden çalışmalarımızı yürütüyoruz.
Tasarımlarınızda sıklıkla kullanmayı tercih ettiğiniz renk ve stiller neler?
İ.S: Öncelikle her projeyi kendi mekan kurgusu üzerinden ele alıyoruz. Mekanın pencere açıklıklarından gelen doğal aydınlatma ve armatürlerle sağlanan yapay aydınlatma düzeyini ve kullanılacak renkleri birbiriyle bağlantılı olarak düşünmemiz gerekiyor. Çünkü ışık rengin mekandaki algısını etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Aydınlık ve ferah mekanlar için açık renkler kullanıyoruz. Mekan içinde vurgulamak ve dikkat çekmek istediğimiz noktalarda ise koyu veya kontrast renkleri tercih ediyoruz. Eğer kullanıcının özel bir tercihi yoksa sade ve modern çizgiler tasarımlarımızın odak noktasıdır.
Dekorasyon ile ilgili en sık karşılaştığınız yanlışlar neler?
E.G: Profesyonellikten uzak teknik hataların sık olduğu mekanlar olabiliyor. Bu da mekanın kullanım ömrünü kısaltıyor. Kısa sürede tekrar bir tadilat ihtiyacı hissediyor kullanıcı. Çünkü önceden küçük hatalar gibi görünse de kullanıcı içine girip yaşamaya başladığında görüyor ki bu hatalar aslında onun gününü geçirdiği mekanı oluşturan ve bir bütünü tamamlayan önemli hatalar.
Mekanlar insanların kişiliklerinin birer yansıması mıdır?
İ.S: Evet, iyi tasarlanmış mekanlar insanların kişiliklerinin, yaşam tarzlarının ve alışkanlıklarının birer yansımasıdır.
İletişim: Mimar Sinan Mah, 1420. Sok. No: 108 Orkut Sitesi Daire: 104 Alsancak / Konak – İzmir
Telefon: 0536 240 19 08 – 0232 422 30 45
Web Sitesi: www.todomimarlik.com
Instagram: todomimarlik
https://www.instagram.com/p/BkKNwDFnY1c/