Instagram’da “worldofsimay” isimli hesabıyla takipçilerine ulaşan Simay Özyiğit, tam bir İzmir aşığı… Sosyal medyanın kendini en iyi ifade etme şekli olduğunu belirten Özyiğit, aynı zamanda bir eş ve sevgi dolu bir anne. İnternetle başlayan macerasını merak ettiğimiz Simay Hanım ile keyifli bir röportaj yaptık…
Simay Özyiğit kimdir, sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
İzmir’de doğdum. Tam bir İzmir aşığı olduğumu söyleyebilirim. Üniversite seçimimde bile İzmir dışında başka bir tercihte bulunmadım. Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nden mezun olur olmaz, iş hayatıma yine İzmir’de Sky TV’de çocuk programları sunarak adım attım.
Peki, asıl mesleğiniz nedir?
Çalışma Ekonomisi, yani İnsan Kaynakları bölümünü bitirmeme rağmen bu alanı kendime yakın hissetmedim. Hayalim her zaman televizyonda program sunmaktı. Aslında başka bir işe başvuracakken kanala özgeçmişimi verdim ve şans eseri kabul edildim. Televizyon dünyasına girişim ise böyle oldu.
Sosyal medya ile tanışma hikayeniz nasıl başladı?
Şu anda özellikle Instagram’da oldukça aktifim. Sosyal medya, daha Instagram yokken bile hayatımdaydı. Çocukken de bilgisayarlara meraklıydım. Facebook’tan sonra Instagram henüz çok yeniyken yer almaya başladım ve çok sevdim. Görsellik ve estetik hayatımın her evresinde vardı. Instagram ile birlikte normal hayatımı önce arkadaşlarımla sonra büyüyen takipçi kitlemle paylaşmaya başladım. Durumun bu noktaya geleceğini düşünmemiştim, ancak şimdi hayatımın ona göre şekillendiğini söyleyebilirim.
‘Blogger’lık, yani ‘Influencer’ kavramı size ne ifade ediyor?
Bloggerlık; moda, yaşam stili, annelik ve spor gibi kendi seçtiği herhangi bir alanda lider olan ve takipçilerine bir şeyler katmayı hedefleyen kişinin tam zamanlı işidir. Bu kişiler takipçileri tarafından kanaat önderleri olarak da kabul edilirler. Firmalar ve markalar ile yasal çerçevede işbirlikleri yaparak markaların reklam yapmasına veya belli bir ürünü deneyimlemeye aracı olabilirler. Günümüzde kurumsal birçok marka ve firma daha gerçek hedef kitlelere hitap edebilmek icin bloggerları tercih ederek onlarla çalışırlar. Bloggerlar; yaratıcı, lider, trendleri takip eden ve trend yaratabilen kişiler olmak zorundadır, belli bir çalışma saatleri yoktur, sürekli yeni bir şeyler üretmek durumundadırlar. Tatildeyken bile çalışırlar, o yüzden tam zamanlı çalışan ve yoğun emek sarfeden kişilerdir.
Paylaşım yaparken en çok neye dikkat ediyorsunuz?
Bazen paylaşacağım bir fotoğraf öncesi 100 farklı kare çekiyorum. İşin görünmeyen arka kısmında ciddi bir emek var. Ben genelde profesyonel fotoğrafçılarla çalışıyorum. Bazen çekimler saatlerce sürüyor. Amacım en iyi fotoğrafı çekip takipçilerimle paylaşmak.
Birçok firma ile işbirliği içinde çalışıyorsunuz. Bu anlamda neler yapıyorsunuz?
Şu an zaten belli bir takipçi sayım olduğu için firmalar bana kendileri ulaşıyorlar. Bazen ajans bazen de maille… Çalıştığım firmaların bana ve takipçi kitleme uygun olması çok önemli. Her marka ile çalışmıyorum. Kendimi iyi hissettiğim, gerçekten kullanıp sevdiğim ve bana iyi gelen ürünleri takipçilerimle paylaşıyorum. Takipçilerim de bu durumu çok iyi biliyorlar. Böylece giderek büyüyen bir aile oluyoruz.
Çok güzel bir aileniz var. Eşiniz ile tanışma hikayenizi sizden dinleyebilir miyiz?
Eşim Serkan ile 8 yıl önce, ben ünlü bir spor salonunda satış müdür yardımcısıyken tanıştık. İlk görüşte aşka o güne kadar inanmazdım. Ancak Serkan tüm mitlerimi yıktı. İlk anda birbirimizden çok etkilendik. Eşim bana; “Spor salonu üyeliği yerine evlilik cüzdanı imzalattın” der her zaman. Tanıştıktan bir yıl sonra evlendik. 7 yıldır evliyiz ve 3.5 yaşındaki minik oğlumuz Kuzey’le artık tam bir aileyiz.