Seda Uşarer “Zayıf olma arzusu, bilinçsiz diyetleri de beraberinde getiriyor”

DSC_0497Seda Uşarer kimdir? Okuyucularımız için kendinizden ve bu mesleğe başlama serüveninizden bahseder misiniz?
1985 İzmir doğumluyum. 2002 yılında Başkent Üniversitesi beslenme ve diyetetik bölümünü kazandım. O yıllarda diyetisyenlik bu kadar revaçta bir bölüm değildi. Hatta Türkiye’de sadece üç üniversitede bu bölüm bulunuyordu. İlk iş tecrübem Kıbrıs’ta Devlet Hastanesi’nde başladı. Daha sonra yine Ankara’ya dönüp Medicana Hastanesi’nde çalışmalarıma devam ettim. Ama bir İzmirli olarak daha fazla Ankara’da yapamadım ve İzmir’e dönüş kararı aldım. 2010 yılından bu yana da İzmir’de mesleğimi sürdürüyorum.

Kliniğinizde ne gibi hizmetler veriyor, ne gibi programlar uyguluyorsunuz?
Kliniğimde kişiye özgü beslenme programları uyguluyorum. Kilo alma – verme, çocuk beslenmesi, hamilelik ve emziklilik döneminde kilo kontrolü, hastalıklara göre beslenme gibi programlar uyguluyorum. Beslenmenin yanında yaşam koçluğu da yapıyorum.

Yaşam ve Eğitim Koçluğu, diyetisyenlik ile hangi noktalarda birleşiyor?
Yaşam koçluğu, kişinin kendi hayatına, sorulan doğru sorularla yine kendisinin yön vermesidir. Kesinlikle terapi değildir. Kişinin motivasyonunu artırmak, gerçekleştirmek istediği hayali ya da bir düşüncesi varsa onu gerçekleştirmesine yardımcı olmaktır. Asla yönlendirme yapılmaz. Diyetisyenlik ile şöyle bağdaşıyor; kişinin motivasyonunu artırmak, iradesini güçlendirmesine destek oluyor. Eğer diyeti uygulamakta zorluk çekiyorsa, doğru soruları sorarak problemin ana sebebini bulmakta bize yardımcı oluyor. Böylelikle, kişi hayatı boyunca kilo problemi ya da
diyet listelerinin arasında boğulmadan kendisinden mutlu bir şekilde hayatına devam edebiliyor.

Diyetin yanlış uygulamalarının sonuçlarını maalesef günümüzde sıkça görüyoruz. Kilo vermek için yapılan bilinçsiz diyetlerin sonucunda sağlık problemleri artıyor. Peki, sizce sağlıklı diyet nedir?
Maalesef günümüzde daha zayıf olma arzusu bilinçsiz diyetleri beraberinde getiriyor. Herkes incecik olmak zorundaymış gibi bir algı yaratılıyor. Halbuki ideal kilo, kişinin kendini rahat ve mutlu hissettiği kilodur. Eğer kan değerlerinde de bir problem yoksa kişi istediği kiloda olabilir. Bunun için yapılacak olan uygun beslenme planı kişinin yaşam standartlarına göre olmalıdır. Kişiyi zora sokmamalı, iş yaşamını aksatmamalı, bireyi kısıtlamamalı ve sosyal hayatından alıkoymamalıdır.

_MG_0109Kilo verirken en çok yapılan hatalar neler? Okuyucularımıza nelerden uzak durmalarını önerirsiniz?
En çok yapılan hatalardan biri, kişinin kendisini aç bırakması. Özellikle kahvaltı yapmayınca daha kolay kilo verilir düşüncesi oluyor. Oysa tam tersine… Metabolizmanın hızlanması için sabahları mutlaka kahvaltı yapılmalıdır. Kilo vermek için öğle yemeği de kahvaltıyla aynı kaderi paylaşıyor çoğu zaman maalesef… Ya hafif geçiriliyor ya da atlanıyor.
Dolayısıyla akşam yemeğine çok fazla yükleniliyor. Yemek yememek için sıvı tüketimi, genellikle büyük boy aromalı kahveler tüketiliyor ve kalori almadığımızı düşünürken, daha fazla almış oluyoruz. Diyet yaparken çoğu zaman salata tüketilir. Salata tüketilirken de “gizli kalori” dediğimiz nar ekşisi, kremalı salata soslarından uzak durulmalıdır.

Sağlıklı beslenmeyi yaşam tarzı haline getirmek için verebileceğiniz ipuçları var mı? Bu alışkanlık nasıl kazanılır?
Sağlıklı beslenmeyi yaşam tarzı haline getirebilmek için olayı önce beynimizde bitirmek gerekiyor. Ne istediğimizi bilip kabul ettikten sonra gerisi kendiliğinden geliyor. Bunun için önce kendimize değer vermemiz gerekli tabii. Alışkanlıklar 21 günde kazanılır. Aynı eylemi 3 hafta boyunca tekrar ettiğimiz taktirde eski davranışımızı yavaş yavaş unuturuz. Örneğin; çikolata ve tatlı bağımlılığında hergün bir parça tatlı yeme ihtiyacı olur. Gerçekten tatlı tüketme bağımlılığından kurtulmak istiyorsak önce bu durumu beynimizde bitirip, irademizi kullanarak 3 hafta boyunca tatlı yememek gerekiyor. Böylelikle şekerin tadı hafızamızda silinir.

Her zaman sağlıklı ve fit kalabilmek için hayatımıza neleri dahil etmeliyiz?
Sebzeye mutlaka geniş yer vermeliyiz. Her sebze ve meyveyi mevsimine uygun tüketmek gerekli. Kurubaklagiller haftanın 2 günü mutlaka olmalı. Özellikle su tüketimi ihmal edilmemeli, günde 2 – 2.5 lt olmalı. Eğer herhangi bir sağlık problemi yoksa en azından haftanın 3 – 4 günü spor yapılmalı. Yapılabilecek en uygun spor tempolu yürüyüştür. Maksimum 1 saatlik spor, sağlığımızı korumaya yardımcı olacaktır.

Diyet ve zayıflama programı hazırlarken nelere dikkat edilmeli?
Bireyin herhangi bir hastalığı olup olmadığı detaylı sorgulanmalıdır. Diyete başlamadan önce mutlaka sağlık kontrolünden geçmeli ve kan tetkiklerini yaptırmalıdır. Tüm bunlar olduktan sonra kişinin gerçekten ne istediği, hangi kiloda olmak istediği belirlenir.

_MG_0632Diyette “olmazsa olmaz” dediğiniz noktalar neler?
– Mutlaka sağlık kontrolünden geçmek. Metabolizmayı etkileyen en önemli hormonlardan insulin ve tiroid hormanlarının çalışmaması kilo vermeyi etkiler.
-Psikolojik olarak hazır olmak önemlidir. Kişi ne istediğini bilirse doğru yol alınmış olunur. Eğer kendini diyete hazır hissetmez ise sonuç başarısızlık olacaktır. Bir sonraki kilo verme aşaması daha zor olacaktır.
– Yeterli miktarda su tüketmek. Günde 2 -2.5 lt su tüketmek gereklidir. Eğer çay ve kahve tüketimi fazla ise vücuttan su kaybı olacaktır. Bu denge iyi ayarlanmalıdır. Vücut susuz kaldığı zaman ödem sorunu beraberinde gelecektir.
– Porsiyon kontrolünü elimizde tutmak. Tabağımıza tüketibileceğimiz kadar yemek almak ya da dışarda yemek yeniliyorsa doyduğumuz anda tabağı olduğu gibi bırakmak gerekli.
– Fiziksel aktivite. Mümkün olduğunca yürümek, arabayı gideceğimiz yerden uzağa park etmek gibi yöntemlerle hareket artırılmalıdır.

Çalışanlar yoğun iş temposunda daha zinde olmak için ne tür gıdalar tüketebilirler?
Ceviz, çiğ fındık / badem ara öğünlerde tüketildiğinde tokluk hissi verir.Öğle ya da akşam yemeğinde mutlaka balık, kırmızı et, beyaz et ya da kurubaklagillerden biri olmalıdır. Kahvaltıda yumurta tüketmek acıkmayı geciktirerek kişiyi ayakta tutar. Yağsız ya da az yağlı süt ve süt ürünleri kullanılabilir. Mutlaka taze sebze ve meyve tüketimi artırılmalıdır.


Bir Cevap Yazın