Seda Hanım, okurlarımız için kendinizi daha yakından tanıtır mısınız?
1984 İstanbul doğumluyum. Amerika’da uluslararası ticaret bölümünde başlayan eğitim hayatımı İstanbul’da sanat yönetimi bölümüne geçerek tamamladım. Daha sonra bir dönem Haber Türk TV’de görev aldım. Ardından evlilik, sonrasında da hamilelikler olunca çalışma hayatından uzak kaldım. Şimdi kardeşlerimle birlikte çok sevdiğimiz ve inandiğimiz bir projenin temellerini atmış durumdayız. Mart ayında açılışını yapmayı planlıyoruz. Bu proje CODE adı altında sağlıklı yaşam üzerine geliştirdiğimiz bir proje… Yeme-içme ve spor anlamında kişiye özel hizmetler sağlayan bir merkez olma özelliğini ile fark yaratacak. Bende böylece iş hayatına farklı bir sektörle dönüş yapmış bulunuyorum.
Hem iyi bir anne, hem de başarılı bir iş kadınısınız. Bu yoğun tempoya nasıl ayak uyduruyorsunuz?
Aileme çok düşkün olduğum için her şeyin önceliğinde çocuklarım ve ailem geliyor. 3 çocuklu bir evde güne çok erken başlamak kaçınılmaz oluyor.
Durum böyle olunca hayatın temposunu yakalamak ancak mümkün oluyor. Tabii zamanı iyi kullanarak hem çocuklarıma hem de iş temposuna ayak uyduruyorum. İş hayatında daha yolun başında görüyorum kendimi…
Gereksiz hırslara bürünmüyorum. Daha ağır ve emin adımlarla ilerlemeyi daha doğru buluyorum.
Güzelliğiniz ve şıklığınız her zaman dikkat çekiyor. Moda, hayatınızda nasıl bir yer tutuyor. Tarzınızı nasıl tanımlarsınız?
Çok teşekkür ederim. Modayı birebir uygulamaktansa içlerinden kendime yakışanı seçmeyi tercih ediyorum. Ayakkabı ve çanta seçimlerinde daha cesur olabiliyorum. Tarzımı, özel davetler dışında ‘casual şık’ olarak tanımlayabilirim.
Yakın zaman önce Başarılı İş Kadınları Platformu bir kermes düzenledi. Platformun çalışmalarından ve kermesten bahseder misiniz?
Platformun kurucusu Bilge Eren, bu projeyi ilk benimle paylaştığında memnuniyetle karşıladım. Ülkemizde birçok değerli dernek ve vakıf olmasına rağmen kadınları bir çatı altında toplayan bir oluşumun olmaması eksiklikti. Bu eksikliğin tamamlanması projeyi daha da çekici kılıyor açıkçası… Aktif iş hayatında olan hemcinslerimizin en büyük handikapı da bu tarz sosyal sorumluluk projelerinde yer alabilecek zamana sahip olmamaları. Ama BİKAP ile hem iş hayatlarımızı hem de sosyal sorumluluk projelerimizi yürütebilecek bir fırsat yakalıyoruz. Düzenlenen kermes de işte bu ana fikir altında gerçekleşerek, tam da amacına hizmet etti. Hepimiz hem işlerimizin başında olduk, hem de ortak bir amaç için bir araya geldik. Giriş ücretinin tamamı Yaratıcı Çocuklar Derneği’ne bağışlandı. Bu da buluşmayı daha anlamlı hale getirdi. Beklentimizin üstünde bir ilgi gerçekleşti. Kısaca çok başarılı bir iş çıktı ortaya. Bu anlamda BİKAP’ın ilk projesinde ev sahibi olmak, bu platformu benim için çok daha özel kıldı. Bundan sonraki tüm projelerde de Kaşıbeyaz Lezzet Grubu ailesi olarak bu platformun her zaman en büyük destekçisi olmaya devam edeceğiz.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü için ne düşünüyorsunuz? Kadınların iş ve sosyal yaşamda daha fazla yer alması için neler yapılabilir sizce?
Bizler şehirli kadınlar olarak daha şanslıyız diye düşünüyorum. Birçok fırsata sahibiz ama sadece bizlerin değil, ülkemizin her yerindeki kadınlara üretme ve çalışma fırsatı verilmesi gerek. Kısacası Türkiye’deki tüm kadınlara birey olabilme hakları verilmeli. Bu hak kadına verildiğinde hem sosyal yaşamda hem de iş dünyasında kendilerine rahatlıkla yer edinebileceklerine inanıyorum. Tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun.