Genç yaşta rüzgar sörfü alanında elde ettiği başarılarla adından söz ettiren ve olimpiyatlarda Türkiye rüzgarı estiren sporcu Dilara Uralp ile çalışmalarını, hedeflerini ve hayallerini konuştuk… 

Merhaba herkesin “Sörfün Kraliçesi” olarak bildiği Dilara Uralp’i yakından tanıyalım… Bize kendini anlatır mısın?

Merhabalar. 1995 yılında Almanya’da doğumluyum ve İzmir’de yaşıyorum. Dokuz Eylül Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Beden Eğitimi Öğretmenliği Bölümü 4. sınıf öğrencisiyim.

Sörfe ilk olarak ne zaman ve nasıl başladın, aklında her zaman profesyonel bir sporcu olmak var mıydı?

Rüzgar sörfü sporuna 10 yaşında babam sayesinde başladım. Babam da Kendisi gençliğinde yelken ve daha sonra rüzgar sörfü sporunda yarışmış ve halen daha masterlar kategorisinde yarışıyor. 2008 yılında ilk kez katıldığım Türkiye Şampiyonası’nda Genç Bayanlar kategorisinde Türkiye birincisi olunca bu başarı beni çok motive etti ve daha fazla antrenman yapmaya başladım, ayrıca yarışlara hazırlanmaya devam ettim. Daha sonra da 2010 ve 2011 yıllarında olimpik sınıfa hazırlık sınıfında (Techno 293) yarıştım ve 2012 yılından beri rüzgar sörfünün olimpik branşında (RS:X ) yarışmaktayım. 2010 yılından beri milli takımda olup ülkemi ulusal ve uluslararası yarışmalarda temsil ediyorum.

Yarışlara nasıl ve kiminle hazırlanıyorsun? Nerede çalışıyorsun?

Türkiye’de olduğum zamanlarda deniz antrenmanlarımı Çeşmealtı Rüzgar Sörfü Kulübü’nde ilk antrenörüm ve halen daha kulüp antrenörüm olan babam ile beraber yapıyorum. Kuvvet antrenmanlarımı da Bostanlı’da Lamira Sports’da Güven Esmer ile yapıyorum. Onun dışında kondisyon için indoor kürek, bisiklet, koşu gibi sporları da yapıyorum. Yurt dışına kamplara gittiğim de de yabancı antrenörler ve sporcular ile antrenman yapma fırsatı yakalıyorum.

Bize bir gününü anlatır mısın? Yoğun antrenman ve yarış programının dışında neler yaparsın?

Eğer yoğun bir kamp dönemindeysem; sabah ve öğleden sonraları yaklaşık 1.5-2 saatlik deniz antrenmanlarım oluyor. Akşam üstleri de soğuma için 30 dakikalık jog, roller, streching yapıp kaslarımı rahatlatıyorum ve yeni antrenman gününe hazırlanıyorum.

Yoğun antrenman ve yarış programlarımın dışında arkadaşlarımla buluşmayı, doğada yürüyüş yapmayı, tiyatroya gitmeyi seviyorum.

2016 yılında Rio Olimpiyatları’na katılarak bayrağımızı dalgalandırdın. Bize bu deneyimden bahseder misin?

Evet, gerçekten benim için tarif edilemeyecek kadar güzel bir duyguydu. Orada bulunmaktan ve bayrağımızı, ülkemizi temsil etmekten çok gurur duydum. Ben 2016 yılında olimpiyatlara katıldığımda 20 yaşındaydım ve yarıştığım bayan sporcular 30-35 yaşlarında çok tecrübeli sporculardı. O yüzden yarışlarda çok güzel tecrübeler kazandım ve 3 ülkenin önünde bitirdim. 2020 Olimpiyatları öncesinde böyle bir deneyim yaşayabildiğim için çok şanslıyım.

Bugüne kadar elde ettiğin dereceler neler?

Bugüne kadar elde ettiğim başarılardan bazıları şöyle; 20 üzeri Türkiye Şampiyonluğu, 1 x PWA Gençler Dünya Şampiyonluğu, ve 2 x IFCA Gençler Dünya İkinciliği. Ayrıca, 2016 yılında Türkiye’yi Rio Yaz Olimpiyat Oyunları’nda temsil ettim.

Spor yaşamında geleceğe dair hedeflerin neler?

Şu an için en büyük hedefim 2020 yılında Japonya, Tokyo’da yapılacak olan 2020 Yaz Olimpiyatları’na gidebilmek ve orada ülkemi en iyi şekilde temsil etmek.

Genç sporcu Dilara Uralp’e biz de Diva ailesi olara başarılar diliyoruz…