MELİS BARÇIN İLE KEYİFLİ RÖPORTAJ

NK 046

“Aile Yaşamındaki Huzur Ve Mutluluk Başarıyı Destekleyen Bir Faktör”

Spor denildiğinde akla gelen Barçın ailesinin ünlü siması Melis Barçın ile İzmir’in tarihi mekanı Konak Pier’de buluşup keyifli bir çekim yaptık. Kendisi aile ve sosyal yaşamına ilişkin detayları bizlerle paylaştı…

NK 081

Melis Barçın’ı yakından tanımakla başlayalım… Kendinizi okuyucularımız için anlatır mısınız?

1983 yılında İzmir’de doğdum. İngiliz Dili Edebiyatı üzerine lisans eğitimimin ardından İngilizce Finansman Master’ı yaptım. Daha sonra bir yıl kadar kültürünü çok sevdiğim İtalya’da yaşayarak İtalyanca öğrendim. Bir kaç yıl özel sektörde çalıştıktan sonra aşık oldum, evlendim. Neşe ve Defne adında iki kızım var.

Bir gününüz nasıl geçer? Neler yaparsınız?
Sabah çocuklarla kahvaltı ettikten sonra büyük kızım Neşe’ yi okula bırakırım. Sonra gününe göre spor yaparım ya da koşuya çıkarım. Haftanın iki günü arkadaşlarımla vakit geçirmeye çalışırım. Küçük kızım Defne’nin uyuduğu saatlerde kendime vakit ayırırım. Şu sıralar yazmakta olduğum roman üzerinde yoğun bir şekilde çalışıyorum. Öğleden sonra ise kızlarımla beraberim. Akşam eşim geldiğinde hep beraber yemek yer, çocuklarla vakit geçiririz. Sonra bizim anne-baba zamanımız başlar. Birlikte kaliteli vakit geçirmeyi önemsiyoruz. Bu nedenle çoğu akşam baş başa çıkıp bir yerlerde kahve içer, sohbet ederiz.

Yapmayı sevdiğiniz ve sizi mutlu eden uğraşlar nelerdir?

Yazmayı çok seviyorum. Gün içerisinde vakit buldukça bilgisayar başına geçerim. Bir şeyler karalarım. Spor hayatımın olmazsa olmazlarından. Haftanın en az 3 günü ya koşarım ya da evde spor yaparım. Mutfakta vakit geçirmekten mutlu olurum. Onun dışında eşimle en büyük hobimiz, seyahat etmek. Yeni yerler görmeyi ve yeni tatlar denemeyi çok severiz.

Yaşamınızdaki öncelikleriniz nelerdir?
Tek önceliğim eşim ve çocuklarım. Onların sağlığı ve huzuru her şeyden önce gelir. Bu konuda verici olmaktan çekinmem, çünkü bununla beslenen, böyle mutlu olan biriyim.

Biraz da aile yaşamınızdan bahsedelim. Evde nasıl bir eş ve annesiniz?
Aslında nasıl bir eş olduğumu eşime sormak lazım. Kendimce iyi bir eş olmaya çalışıyorum diyelim. Anne olarak ise, hem eğlenceli hem de ‘hayır’ ları olan bir anneyim. Çocuklarımla beraber kaliteli vakit geçirmek benim için çok önemlidir. Onların fikirleri ve isteklerine kulak veririm. Karşımda olgun biri varmış gibi konuşur, sohbet ederim.

Anne olmak hayata bakışınızı nasıl etkiledi? Sizi nasıl değiştirdi?
Anne olmak hem çok büyük bir sorumluluk hemNK 091 de size her gün yeni bir şeyler öğreten eşsiz bir deneyim.
Anne olduktan sonra hayatı daha çok ciddiye almaya başladım. Korkularım ve sorumluluklarım arttı. Birkaç adım sonrasını düşünerek yaşıyorum.

Evliliğinizde çocuk sahibi olduktan sonra neler değişti?
Çocuk olduktan sonra evliliğin boyutunun değiştiğini söylerler. Bence ilk çocuk ve ikinci çocuktan sonra evlilik değişkenlik gösteriyor. Belki de bizim için öyle oldu. İlk kızımız Neşe doğduğunda biraz çocuk odaklı yaşamaya başlamıştık. Tüm vaktimizi onunla geçiriyorduk. Tabi her şey bizim için çok yeniydi ve deneyimsizdik. İkinci kızımız Defne’den sonra ise, bilgimiz taze olduğu için rahattık. Her şey daha kolaydı. Şimdi ise, yaşları yakın olduğu için beraber oynuyorlar ve bundan keyif alıyorlar. Bizde birbirimize daha çok vakit ayırarak, her boş anımızı beraber değerlendirmeye çalışıyoruz. Daha fazla seyahat ediyoruz.

“Her başarılı erkeğin arkasında başarılı bir kadın mutlaka vardır” sözü sizin varlığınızı kanıtlar nitelikte. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Ben başarılı erkeğin arkasında başarılı bir kadın var olması görüşüne inanmıyorum. Erkek ya da kadın bir kimse başarılıysa, zaten bu onun kendi çalışmalarının ve var olan yeteneğinin sonucudur. Sadece aile yaşamındaki huzur ve mutluluğun başarıyı destekleyen bir faktör olduğunu düşünüyorum. Eşime de elimden geldiğince bu ortamı sağlamaya çalışıyorum.

İzmir cemiyet hayatının genç ve güzel annelerinden birisiniz. Çocuklarınızla nasıl vakit    geçiriyorsunuz?

Teşekkür ediyorum. Takip ettiğim yabancı yayınlardan bulduğum etkinlikleri kızlarımla beraber yapmaktan hoşlanıyoruz. Mutfakta beraber vakit geçiriyoruz. Neşe mutfakta bir şeyler yapmaktan çok keyif alıyor. Defne daha çok ortalığı dağıtmak ve kirletmekten sorumlu. Büyüdükçe onun da aramıza katılacağına inanıyorum.
Hafta sonları dedemizin çiftliğine gideriz.Tüm çocuklar gibi onlar da doğal yaşamı seviyorlar. Hayvanlarla iç içe olmaktan çok hoşlanıyorlar.

Modayı takip ediyor musunuz?
Modayı elimden geldiğince takip ediyorum. Yine de körü körüne her moda olanı giydiğimi söyleyemem. Tutucu bir tarzım vardır.

Sizi tanımlayan markalar hangileri? Giorgio Armani ve Ralph Lauren beni yansıtan markalar. Sade ve zamansız parçaları seviyorum.

Gardırobunuzda tutkuyla bağlı olduğunuz parçalar var mı? Olmazsa olmazlarınız neler?

Beyaz t-shirt’lerim ve örgü kazaklar tutkuyla bağlı olduğum parçalar. Günlük hayatta basic giyinmekten hoşlanıyorum. Rahatıma düşkünüm. Spor ayakkabılarım olmazsa olmazlarımdan. Onun dışında özel bir yere gideceğim zaman desenli giyinmekten kaçınırım. Pek renkli giyindiğimi söyleyemem. Dolabımda kaç siyah elbisem olduğunu ben bile bilmiyorum. Buna rağmen, yeni bir şey alacağım zaman elim ilk önce hep siyaha gider.

En çok beğendiğiniz tasarımcılar kimler?
Stella McCartney ve Karl Lagerfeld. Türk tasarımcılardan ise Zeynep Tosun’u beğeniyorum.NK 046

8 Mart Dünya Kadınlar Günü sizin için ne ifade ediyor?
8 Mart Dünya Kadınlar Günü, kadınların gücünü ve toplumdaki yerinin önemini hatırlatıyor. Toplumun ve iş hayatının kadınların enerjisine ve bakış açısına ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Kadına yönelik şiddet ve çirkin olaylar karşısında halk olarak daha çok kenetlenerek kadınlarımızı, kız çocuklarımızı daha da ön planda tutmalıyız. Okumaları ve iş hayatında yükselmeleri için destek olmalıyız. Toplumdaki eşitliği her alanda sağlamalıyız. Bunu gelecek nesillere borçluyuz.

Dünyada ve Türkiye’de kadınların toplumdaki yeri ile alakalı neler söyleyebilirsiniz?
Dünyada gelişmiş ülkelerde kadınların yeri artık erkeklerin bir adım önünde. Her sektörde, hayatın her alanında kadınlar var. Ülkemizde ise son zamanlarda kadınlara yönelik çok fazla üzücü olaylar yaşadık. Bundan ders çıkararak kadın-erkek arası eşitliğe daha fazla önem vermeliyiz.

Sosyal sorumluluk projelerinde yer alıyor musunuz? Sizce sosyal sorumluluk konusunda hangi alanlara ağırlık verilmeli?

Daha önce çocuklarla ilgili güzel projelerde yer aldım. Şimdilerde ise genel sekreterliğini yapmakta olduğum TROAD (Türkiye Özofagus Atrezili Aile Destek Derneği) için güzel işlere imza atmaya çalışıyoruz. Doğuştan yemek borusu gelişmemiş çocukların ailelerine hem maddi hem manevi destekte bulunarak onları bu konuyla ilgili bilinçlendiriyoruz. Bir sonraki durağımız dünyanın dört bir yanından gelen derneklerle beraber toplanacağımız EAT’nin Berlin’deki yıllık toplantısı. Derneğimizi uluslararası platforma taşıyacağız.

Her gün yeni bölümler yazdığınız “Kendimi Ararken” isimli bir denemeniz var. Bize bu çalışmanızdan bahseder misiniz? Edebiyat dünyasındaki yolculuğunuz nasıl başladı?       

Edebiyat hem eğitimini aldığım hem de gönülden bağlı olduğum bir alan. Günlük hayatımda kitaplar hayatımın vazgeçilmez bir parçası. Hiç bir zaman çizginin diğer tarafına geçerek bir şeyler yazabileceğimi düşünmemiştim. Bundan iki sene önce bir gece oturup başladığım yazma serüvenim beni bugüne kadar getirdi. Yazmak yaratıcılığın yanı sıra, yalnızlık gerektiren, konsantrasyon isteyen bir iş. İki çocuklu bir hayatta buna elimden geldiğince zaman ayırmaya çalışıyorum. “Kendimi Ararken” de işte bu tempoda yazdığım bir roman. Yazarken yeni şeyler öğrendiğim, yazdıkça bundan nasıl keyif aldığımı fark etmeme sebep olan ilk denemem. İnternet’te keşfettiğim Wattpad sitesinde haftanın 3-4 günü yeni bölümler yayınlıyorum. Okurlardan gelen olumlu tepkiler beni mutlu ediyor ve doğru yolda olduğumu hissettiriyor. Tamamlandığında kitabımı raflarda görmeyi umuyorum.


Bir Cevap Yazın