
KADINLAR GÜNÜMÜZ ‘İNADINA’ KUTLU OLSUN
Özel günlerle öyle çok fazla ilgim yoktur. Hele bazıları benim için hiç bir anlam ifade etmiyor. Ama 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlamayı, etkinliklerine katılmayı ve 365 günde sadece tek bir gün bile olsa “bize ait” bir günü yaşamayı seviyorum. Bu yıl daha bir inatla, daha bir hırsla ve daha bir inatla kutlamaktan yanayım hatta…
Neden mi?
‘Kadınlar’ ın, kadın haklarının, geçtim hakları ‘hayatlarının’ elinden erkekler tarafından alınmasına inanılmaz öfkeliyim çünkü. Her gün izlediğim ve okuduğum haberler çok canımı acıtıyor. Kimisi abisi tarafından töre cinayetine kurban gidiyor, kimisi eski eş tarafından sokak ortasında kurşunlanıyor. Gencecik kadınlar/kızlar tecavüze, tacize uğruyor ve bunu yapanlar ‘iyi halden’ dışarıda elini kolunu sallayarak geziyor. Oysa mağdur, iğrenç insanların aksine utancından intihar ediyor. Daha geçtiğimiz hafta içinde her gün buna benzer haberler okuyup sosyal medyada tepkilerimizi dile getirdik. Ne değişiyor peki? Yazıp çiziliyor, okuyup diğer sayfaya, izleyip öbür kanala geçiyoruz ve hayatlarımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz. Başka bir şey gelmiyor elimizden. Elimizden tek gelen çocuklarımızı bilinçli yetiştirmek sanırım. Gelecek nesillerin özgürlüğü, dik durması ve kendi bedenine-kimliğine sahip çıkması bizim elimizde çünkü.
Bu feminizm kokan bir yazı değil. “İnsan” kokan bir yazı… 8 Mart Dünya Kadınlar Günü özel sayımız için zaten çok dolu olduğum bu konuyu dile getirmek, bir nebze de olsa soluk almak istedim. Sokaklar, iş ortamları, siyaset meydanları erkek egemenliği ile dolup taşıyor. Her ortamda bizim iki kat çaba sarf etmemiz gerekiyor ki, erkeklerle, iş ADAMLARI ile ve erkek siyasetçilerle yanyana eşit kulvarda yarışabilelim.
Biz, yani eğitimli kadınlar biraz daha şanslı diye düşünenler olabilir aranızda ama ben öyle düşünmüyorum. Bunun eğitimle alakası yok. Çünkü okuyup gördüğüm, hatta geçmiş zamanlarda tanık olduğum öyle meslek gruplarından öyle yüksek mevkilerden öyle isimler var ki kadını döven, taciz eden… İnsan, insanlığından utanıyor.
Ben kendi üzerime yapmaya çalışıyorum. Oğlumu bilinçli, insan ama özellikle kadın haklarına saygılı bir birey olarak yetiştirmeye çalışıyorum. Kadının bir adım önünde, bir adım gerisinde değil, yanyana yaşanması ve değer verilmesi gereken bir varlık olduğunu hatırlatıyorum sürekli.
Umarım tüm kadınlar özgürlüklerine ve haklarına sahip çıkar, sesini duyurabilir ve kadın cinayetleri, tacizleri, tecavüzleri bir an önce sona erer.
Hepimizin 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun…