Onlar “40 Gönüllü Kadın” adı altında buluşan bir Sivil Toplum İnisiyatifi. Sayıları yüzlere ulaşmış koca yürekli kadınların iyilikteki gücünü dinlemek için yola çıkmaya hazır mısınız? Şimdilik yüzlerce kadını bir arada buluşturmam zor ama söz, en kısa zamanda hepinize aynı anda “iyilik” ile gülümsüyor olacağız.
Afet Ayaz, Rana Özkan bu yolculukta mihmandarım olacak. Önce tatlı bir pandemi mesafesi, sonra yüreklerin sıcacık, samimi, sanki hep varmışlar gibi kucaklaşma ile başlıyoruz…
“Bir kadın dünyayı değiştirebilir” diyor Afet Ayaz ve devam ediyor; “İyilik Dünyanın en bencil hareketidir, önce insanın kendine iyi gelir.”
Burcu Tuna: Ne kadar oldu güç birliğinizi kuralı?
Afet Ayaz: Pandemi ile tam 1 yıl. Şubat 2020’de kurduk.
B.T: Bir yılda ne kadar yol aldık?
A.A: Yapmak istediğimiz hayatın acısını paylaşmak. Sadece 1 yılda; 2 bin 500 aileye erzak yardımı, 320 aileye maddi destek, 274 çocuğa hastane ve medikal malzeme desteği, 17 adet sıfırdan döşenmiş 1 yıllık kiraları ödenmiş ev kurulumları, 38 yalnız başına çocukları ile hayata tutunan anneye kira desteği, bin 175 tane çocuğa kıyafet desteği, 24 depremzede aileye kira desteği, 11 kadına iş desteği verdik.
B.T: Takibini nasıl yapıyorsunuz. Vakıflar, dernekler bile suistimale açık iken bir sivil inisiyatif olarak nasıl ilerlediniz?
Rana Özkan: Dokunduğumuz kişiler yoksul, hasta ve çocuklar. Genelde hikayemizde çocuk illa ki oluyor. Bizim kırmızı çizgimiz… Doktor raporları, muhtarlık görüşmeleri, ev ziyaretleri. Ve aracı olan, başvuran referans bilgileri ile. Bugüne dek hiç yanıltılmadan, iyilikle, ilerledik.
B.T: Anlıyorum ki sizinle gönüllü omuzdaş olmak için referans şart.
A.A: Referans ile birbirini tanımayan diğer insanlar kenetlendik. Planlama ekibimiz, refere ekibimiz ile paslaşarak açık açık olması gerekeni konuşuyoruz. Bir yıldır sorun yaşamadık.
B.T: Nasıl bir araya geldiniz?
R.Ö: Bir araya gelişimizin duygusal yükü ağır.
A.A: Arkadaşımız Fatoş, birgün beni aradı. Hastanedeki çocuklara pijama yapmak istediklerini iletti. Ben de o dönem hastane gönüllüsüyüm yine. Pandemi başında maske ihtiyacımız doğdu. Fatoş maske grubunu henüz dahil olmadığım bir gruba taşıdı.
R.Ö: Eşim Mehmet’in vefatı sonrası oğlum ile yaşadığımız acıyı hafifletmek için benden bağımsız bir grup kurmuşlar. “Rana’nın Yanındayız” isimli bir grup. Evin ihtiyaçlarından, çaydan kahveden tutun da, Rana yalnız kalmasın diye saatli buluşmaya giden destek ekibi. Uzun süre haberim olmadı. Aylar sonra beni de gruba aldılar. Birgün Fatoş, Ege Üniversitesi Onkoloji servisindeki maske, pijama ihtiyacından bahsetti. Afet ile o süreçte tanıştık. Maske, pijama derken 40 kadın başladığımız bu yolculuk yüzlerce kadına ulaştı.
B.T: Peki sivil toplum inisiyatifi olarak mı kalacak bu iyilik hareketi?
A.A: Dernek olmak için hazırlıklara başladık. Bu zorlu bir süreç. Önce dernek, sonra vakıf olarak yolumuza devam etmek istiyoruz. Hayalimiz ve hedefimiz net.
B.T: Pandemi döneminde 30 Ekim depremi İzmir’imizi sarstı. Bu süreçte de melek kanatlarınız çırpmaya devam etti mi?
R.Ö: Evet, deprem sonrası 1 ay sahalarda ve çadır kentlerde aktif olarak mağdur olan hemşerilerimizin yaralarına, kalplerine dokunmaya çalıştık.
A.A: Depremzede 24 aileye kira yardımı, eşya desteği, hijyenik malzeme ve gıda desteği, psikolojik destek, tablet, iş yerleştirme, 3 motorlu hasta yatağı, tekerlekli sandalye, medikal malzeme, hasta bezi, yara bakım pansuman malzemeleri desteğinde bulunduk. Ve tam da bu tarihlerde deprem sonrası hastaneden çıkan 36 yaşında, bir çocuğu olan Gülçin A. Soydan’ımıza biyonik çipli protez bacak alınması için yardım kampanyası başvurularımızı İzmir Valiliği’mize yaptık.
B.T: Medikal malzeme ve testler nelerdi?
A.A: Ameliyat masraflarından, evlerde yoğun bakım odalarına, solunum cihazından, konsol tipi oksimetrelere…
R.Ö: Manuel tekerlekli sandalye, akülü tekerlekli sandalye, engelli çocuklarımız için AFO, Walker, ateş ölçer, özel üretim yürüteçler, ithal yürüteçler, baskül…
A.A: Katater portları, biyopsi iğneleri, kan kitleri, işitme cihazları, işitme testleri, MR Çekimleri, PED çekimi, lösemi hastası çocuklarımız için Almanya’da yaptırılan MRD Testleri, gen testleri, ilaçlar, yara bantları… İlk akla gelenler.
B.T: Bu süreçte, 40 gönüllü kadınımızın yanında olanlar kimlerdi?
R.Ö: Başta İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Tunç Soyer, Bornova Belediyesi, Konak Belediyesi, Bayraklı Belediyesi, Kuşadası Belediyesi, Manisa Sekiz Eylül Hastanesi.
A.A: Kaynar Group Tekstil San.Tic.Ltd.Şti., Misson Sigorta, Üstün Optik, Ayazım Yem Ltd.Şti., Lezita Tavukçuluk, Volsan A.Ş, Salon Yağız, Nalbantoğlu Hırdavat, Bahar Soydaş Estetik, Turyap Manavkuyu, Park Biraver, Ada Medikal, Teknik Ortopedi Protez Ortez Uygulama Merkezi, Viyolet Çiçek, Vizyon Sterilazasyon, Park OSGB, Aker Bilardo, Rengarenk Kafe, A4 Grup, Ajans Bee, Es Dijital Baskı Hizmetleri, Psilolog Gülce Şık, Uzman Psikolog Esra Aydınlı, Uzman Psikolog Özge, Nilüfer Akkel BNI İzmir Direktörü, Kavram Sigorta, Turgay Mersin.
R.Ö: İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti., Bartateks Tekstil Konfeksiyon, Park OSGB, Somkar Mobilya Ltd.Şti., Serabed, Doğtaş Kısıkköy, Mej Ajans Murat Kumustekin, İdeal Hizmet Danışmanlığı.
B.T: Güç birliğine imza atmış, kalplere, duygulara dokunmuşlar. Var olsunlar. İyilik kelimesi TDK’da “İyi olma durumu, salah. Karşılık beklenilmeden yapılan yardım, kayra, lütuf, kerem, ihsan, inayet v.b.” olarak tanımlanıyor. İyilik benim için insan olma sanatıdır. Bu sanatı ustalıkla icra eden “sayısı yüzleri bulsa da” 40 Gönüllü Kadını ayakta alkışlıyorum.
Söyleşimiz devam edecek bu koca yürekli kanatsız melekler ile. Derneklerini kurduklarında, Gülçin A. Soydan için biyonik protez bacak kampanyasına başladıklarında da sizlerle paylaşıyor olacağım. Belki küçük bir dokunuş ile desteğinizi esirgemezsiniz.
Yapmadığın iyilikten sorumlusun.
Instagram / @kirkgonullükadin