İnfertilite nedir?
En az bir yıl korunmasız düzenli cinsel ilişkiye rağmen gebelik olmaması infertilite olarak tanımlanabilir. Toplumumuzda % 10-15 sıklığında görülen infertilite bir hastalık olarak kabul edilmelidir. Hastalıkların tedavisinde kullanılan yaklaşımların bir çoğu aslında infertilite tedavisi için de geçerlidir. Öncelikle bu hastalığın nedeni, ciddiyeti ve alternatif tedavi seçenekleri belirlenmelidir. İnfertilitede problem % 30-35 kadına ait, % 30-35 erkeğe ait , % 15-20 her iki cinse de ait ve % 15 de nedeni belli olmayan infertilite olarak sayılabilir. İnfertilite süresi, yapılan test ve tedavilerin listesi uzadıkça olumsuzluk beklentisi ve dolayısıyla stres giderek artar. Tedavinin belki de en önemli bölümü infertil çiftin bilinçlendirilmesi, bilgilendirilmesidir. Hangi testlerin yapılmasının gerektiği, bu testlerin sonuçlarının nasıl değerlendirileceği ve bulgulara göre bir sonraki adımda ne tür önlemler alınabileceği anlatılmalıdır. İnfertilitede yaş faktörünün önemi, eşlik eden hastalıkların doğurganlık kapasitesi üzerine etkileri, hormonal bazı bozuklukların yol açtığı sorunlar açıklanmalıdır. Günümüzde kariyer ve eğitim gibi nedenlerle anne olma yaşını 30’lu yaşlardan sonraya erteleyen kadın nüfusu bizim ülkemizde de toplumun önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Doğurganlık kapasitesinin yaşla birlikte azaldığı ve kromozomal anomalilerin arttığı bilimsel bir gerçektir. Dikkatli alınmış bir öykü ve muayene, bazı tıbbi bilgilere ulaşmamızı sağlayabilir. Daha önce geçirilmiş hastalıklar, ameliyatlar, geçmişte kullanılmış uzun süreli ilaç tedavileri ve sigara, alkol gibi alışkanlıklar sorgulanmalıdır. Çiftlerin önemli bir kısmı, tıbbi öykülerindeki bazı detayları önemsiz buldukları veya çekindikleri için ifade etmeyebilirler. İnfertilitede basamak tedavisi kavramı, çiftlerin ihtiyaçlarına ve özelliklerine göre tedavi planlaması anlamına gelmektedir. Herhangi bir cinsel işlev bozukluğu yaşamayan, adetleri düzenli olan, tıbbi öyküsünde risk faktörü taşımayan ve ileri yaşta olmayan bir çift, daha önce yapılan tedaviler de dikkate alınarak mümkün olan en alt basamak tedaviye yönlendirilir. Kadın faktörünün sorgulanmasında adetin 2./3. günü ultrasonografi, hormon profili ve ultrason ile follikül (yumurtlama) takibi ilk adımlardır. Meme muayenesi ve PAP smear testi ihmal edilmemelidir. Sperm testi de atlanmamalıdır. Sperm analizi, 3-4 günlük cinsel perhizi takiben yapılmalıdır. Sperm sayı, hareket ve şekil özelliklerinin yanı sıra, semen hacmi, enfeksiyon varlığı ve likefaksiyon süresi de dikkate alınmalıdır. Erkek faktörünün değerlendirilmesinde cinsel işlev bozuklukları sorgulanmalı, sperm analizi ile ilgili sorunlarda üroloji/ androloji konsültasyonu ile tedavi planı belirlenmelidir. Eğer tüm bu testler normal ise ve yumurtlama takibine rağmen bu çiftte gebeliğe ulaşılamıyorsa bir sonraki basamağa geçilir. Adet bittikten sonra bir hafta içerisinde HSG(Kanal filmi) çekilerek tüplerin açık olup olmadığına, uterin kavitenin (rahim iç boşluğunun) sağlık… Galerinin haberine git »