İkbal Kaya Röportaj

İKBAL KAYA

10

İsterseniz röportajımıza sizi tanıyarak başlayalım. İkbal Kaya kimdir?
Kişinin kendisini tanıtması en zoru bence. Kendinizi bir başkasının ağzından, onun sözcükleriyle tanımak ise daha güzel ve doğru geliyor bana. Lise yıllarında son sene yapılan andaçları hatırlar mısınız? En yakın arkadaşlarınız sizi anlatır; içten, samimi, sıcak… Eleştirilerini de espriyle, canınızı acıtmadan paylaşır. Siz de tebessümle okursunuz. Ve o andaç saklanır. Siz nereye, o oraya… Benimki de hala duruyor. Çünkü bilen biri tanımladığında, gerçek sizi, yani kim olduğunuzu anlatır. Karakterinizi, kişilik yapınızı kendi deneyimleri ile yorumlayarak sözcüklere döker. Siz ise farkında olmadan, kendinizi değil de sahip olduklarınızı anlatmaya başlarsınız. Aslında bunların hiçbiri siz değilsinizdir. Sizin vitrininizdir.

Peki, bu da önemli değil mi?
Tabii ki bu da çok önemli. Ben sadece şu vurguyu yapmak istiyorum. İnsanların sahip oldukları, kariyer ve maddi-manevi diğer imkanlar… Peki, nasıl o noktaya geldiler? Kişinin içindeki hangi motivasyon kaynakları onları o noktaya taşıdı? Nasıl bir aile yapısının içindeydi? Seçtiği meslek ailesinin beklentilerinin sonucu mu oluştu? Çevresinde kimler vardı? Etkilendiği, idol olarak gördüğü ve onun gibi olmak istediği için mi orada? Ev, iş, kariyer, eş, çoluk çocuk, sosyal ortamlar… Sahip olduklarımıza ulaşmamızı sağlayan, bizleri bir yere getiren asıl o içimizdeki gerçek kimliğimizdir. Özümüzdür. İşte bu noktadan bakınca, Eskişehir doğumluyum, asker bir babanın kızıyım, belirli bir disiplinde, olmazsa olmaz değerlerin içinde büyüdüm. Bir kız çocuğu olarak doğduğunuzda okuyup kolunuzda bir bilezik bulunacak. Yani kendinizi güvende hissedeceğiniz bir işiniz olacak. Sonra evlenip, başınızı içine sokacak, aç açık da kalmayacak kadar bir eviniz ve çocuğunuz olacak. Ailelerimizin yarattığı ideal kız çocuğu geleceği…

KİMİN SEÇİMİ? KİMİN HAYATI?

Aile ve toplumun genel yapısını oluşturan değerler o kadar mı önemli?
Evet, çünkü sizin geleceğinizi belirler. Ta ki siz uyanana kadar…

Uyandığınızda ne olur?
Bulunduğunuz ortamı, evi, işi, her şeyi sorgulamaya başlarsınız? Bunlar kimin seçimi? Kimin hayatı? İşte o noktada artık kendinizi arıyorsunuz demektir. ‘Her ne arar isen kendinde ara’ demiş Hacı Bektaş Veli. Kendinizi aramaya başladığınızda bu öyle güzel, bir o kadar da zorlu bir yolculuktur ki anlatılmaz. İşte beni çıktığım bu yolculuk bulunduğum noktaya getirdi.

Sizin uyanışınız ne zaman oldu?
22 yıl Ege Üniversitesi’nde çalıştım. O dönem içinde içimdeki arayış ve yaşadıklarım beni kişisel gelişime itti. Sürekli aldığım eğitimler (NLP, EFT, Reiki, yaşam koçluğu, melek koçluğu, kuantum, nefes terapisi) beni yaşadığım ve razı olduğum hayattan çıkartıp, ‘İstediğim hayatı nasıl yaşayabilirim?’e getirdi. İsteyenler, ayrıntısını internet sayfamdaki ‘Hikayem’ bölümünde bulabilirler.

Sonra…
Bunu başardığımda da önce etrafımdaki kişilere bunu nasıl başarabileceklerini ve yollarını anlatmaya başladım. Sonra da kendimi bir anda üniversite öğrencileriyle baş başa buldum. Ege Üniversitesi’nde 7 yıl seçmeli ders olan ‘Kişisel Gelişim’ derslerine girdim. Bu eğitim döneminde yeniden özel bir üniversitede aynı dersi vermeye başlayacağım. Amacım en başta üniversite öğrencileri, gençler olmak üzere, hayatını değiştirmek isteyen ve bir türlü o cesareti kendinde bulamayan bireylere, hiçbir zaman değişim için geç olmadığını, güç noktasının şu an ve içindeki sahip olduğu kaynaklarda olduğunu göstermek. Özetle, oturduğu yerden kalkıp harekete geçme zamanının geldiğini hatırlatmak.

ŞİMDİ HAREKETE GEÇME ZAMANI

Ne yapabilirler?
Birçok insan bulunduğu koşulları değiştirmek ister. İçinde yaşamak istediği hep başka bir dünya vardır. Bu dünyayı tatlı tatlı hayal eder. Az da olsa kafasında yaşar ve sonra, “Nerede bende o şans? Kim kaybetmiş de ben bulacağım? Artık benden geçti, çocuklarım yaşasın, ben onlarla avunurum” deyip vazgeçer.

Neden vazgeçerler?
Değişimin önündeki en büyük engellerden biri korku, diğeri de kendi değerini bilmemektir. İstediği şeye kendisini layık bulmamaktan kaynaklanır. Her değişim vazgeçişi de beraberinde getirir. Değişim başladığında, nasıl bir hayat istiyorsanız, o hayata doğru yürüdüğünüzde bırakmanız gereken şeyler vardır. Yıllarca sımsıkı tutunduğunuz ve şu anda size faydası olmayan olumsuz anılar, ‘Tüh tüh’lerle, ‘Vah vah’larla, pişmanlıklarla, keşkelerle geride bıraktığınız geçmişinizin yükünden özgür kalmanız gerekir. Geçmişimiz tabii ki çok değerli, yok sayalım demiyorum ama yaşanmışlıklardan da dersimizi alıp yolumuza devam edelim.

AFFET VE YOLUNA DEVAM ET3

İyi de bunu nasıl başaracağız?
Değişimin olmazsa olmazı affetmektir. En başta kendinizi eleştirmekten, yargılamaktan vazgeçin, yapamadıklarınızdan dolayı affedin. Sonra da size yapılan haksızlıkları affedin. ‘Unutun’ demiyorum… Sadece oldu, yaşandı ve bitti. İzin verin geride kalsın. Ne kadar büyük haksızlıklara uğramış olsak da yüzümüzü geleceğe döneceksek mutlaka affetmeliyiz. Danışanlarımın çoğu affetmekten korkar ama neden korktuğunu bilmez. Kişi affetmeyi başardığında sürekli kafasında olan o olayı tekrar tekrar yaşamayı bırakır. Kızdığı, öfkelendiği kişilerin kendisinde oluşturduğu duygusal yükü taşımayı da bırakmış olur.

Rica etsem biraz daha açar mısınız?
Bu, şu demek: O andan itibaren o kişiyi, o olayı artık düşünmeyi bırakmayı seçmiş olur. Ben buna ‘Özgürlük’ diyorum. Ancak danışanlarım, ‘Peki şimdi ben ne yapacağım? Ne düşüneceğim? Neye kızacağım?’ diyor. Oyuncağı elinden alınmış çocuk gibi, ne yapacağını bilmediği için korkuyor ve affetmeyerek o oyuncakla oyalanmayı seçiyor. Çünkü elinde, aklında, kalbinde kendisi için, hayatı için yeni bir şey yok. Kendi hayatı için o ana kadar ‘Ne yapabilirim’i hiç düşünmemiş bile… Bu farkındalığa ulaşmış olanlar ve hayatlarına yeni bir sayfa açmak isteyenler ise en büyük engelin geçmişlerinden kaynaklandığını fark ettiklerinde çok kolay affediyorlar. Korkmuyorlar, çünkü onlar için hayatları değerli ve kendileri için yeni bir şeyler yapmak istiyorlar.

KENDİNİ HER HALİNLE SEV

Siz ne öneriyorsunuz?
Kendi değerimizi bilmek ve istediğimiz her ne ise kendimizi ona layık ve değer bulmak çok önemli. Değersizlik ve yetersizlik duygusu çocukluktan başlayarak içimizde bir yerlerde hepimizin bir ölçüde sahip olduğu bir duygu. Ailenin yetiştiriş tarzı ve toplumun genel yapısının bu konuda katkısı çok büyük. Kendi değerimizi bilelim. Kendimize inanalım ve güvenelim. İçimizdeki potansiyelin farkında olalım. En önemlisi de kendimizi sevelim.

O zaman ne değişecek?
Kendimizi sevmeyi, her halimizle olduğumuz gibi sevmeyi başardığımızda, kafamızın içindeki o ulaşmak istediğimiz dünyayı ertelemek, başkalarına bırakmak yerine, o dünyaya en başta kendimizin layık olduğuna inanırız. Bir süre sonra da kendimizi o dünyanın içinde yaşıyor durumda bulabiliriz. Yeter ki güç noktanız daima şu an ve kendiniz olsun.

Mutlu, sağlıklı, huzurlu, sevgi ve barış içinde bir yaşamın reçetesi için ne önerirsiniz?
Gece yatmadan önce…
Sessiz, rahat edebileceğiniz bir yere geçin. 3 kez burnunuzdan derin nefes alın ve tekrar burnunuzdan yavaş yavaş verin. ‘Ben şu andan itibaren geçmişi düşünmeyi bırakıyorum. Geçmişimde yaşadığım kızgınlıklarımı, kırgınlıklarımı geride bırakıyorum. Beni olumsuz etkileyen tüm olayların duygusal yüklerini serbest bırakıyorum. Buna neden olan kişileri bağışlıyorum. Kendimi de bu duruma soktuğum için, yapamadıklarım için affediyorum. Geçmişten özgür olmayı seçiyorum. Geçmişi kolayca ve sevgiyle arkamda bırakıyorum. Sağlığım her gün daha iyiye gidiyor. Sağlığım için şükrediyorum. Aldığım dersler için teşekkür ediyorum. Şimdide yaşamayı seçiyorum. Yeniyi sevinçle karşılıyor ve kabul ediyorum. İlerlemek için değişiyorum. Kendi yolumu açıyorum. Kendimi ve yaşadığım değişimleri onaylıyorum. Kendimi seviyorum. Kendi değerimi biliyorum ve kendimi olduğum gibi kabul ediyorum. Varlığıma şükürler olsun’ deyin.

Sabah uyandığınızda ise…
3 kez burnunuzdan derin nefes alın ve tekrar burnunuzdan yavaş yavaş verin. Aynanın karşısına geçin ve ilk ‘Günaydın’ı gülümseyerek kendinize söyleyin. ‘Bugün harika ve her şeyin yolunda gittiği bir gün beni bekliyor. Günümü keyifle, sağlıkla, huzur ve neşe içinde yaşamayı seçiyorum’ cümlelerini tekrarlayın.

Bu konulara ilgi duyanlar size nasıl ulaşabilirler?
www.ikbalkaya@com.tr, facebook: ikbalkayasosyal, instagram: ikbalkayasosyal adreslerimden bana ulaşmaları mümkün.


Bir Cevap Yazın