
GÜL CHEF, MUTFAKTA HARİKALAR YARATMAYI SÜRDÜRÜYOR
Benim ayaklar geçen hafta birbirinden güzel ve özel lezzetleriyle harikalar yaratan Giyimkent’teki Ramazan Bingöl’deydi. Tabii ki hemen mutfağa daldım Chef Gül olarak ve mis gibi bir düğün çorbası hazırladım. Düğün çorbasını da et sanatının üstadı ve Ramazan Bingöl Et Restaurantları’nın sahibi Ramazan Bingöl’e ikram ettim. Bu arada yalnızca çorba yaptım sanmayın, yine Ramazan Bingöl Et’in meşhur testi kebabını da öğrenip hazırladım. Yalnız buraya girip de delirmemek, lezzet manyağı olmamak elde değil. Sabah bir kahvaltı servisi var inanılmaz. Her şey kendi üretimleri, doğal organik fıstıklı hellim peynirli sucuk bir harika. Dilediğinizi yedikten sonra üstüne de yine kendi üretimleri olan Demirhindi Şerbeti’ni içtiniz mi olay tamamlanıyor! Ürünlerin hepsi üç şubede de satılıyor. Ayrıca havaalanındaki gurme shoplardan ve internet sitelerinden Demirhindi Şerbeti’nden tutun da sucuktan peynire kendi özel yapım Türk Kahvesi’ne kadar her şeyi sipariş edip alabilirsiniz. Bu arada 17 Ekim’den itibaren cumartesi akşamları sıra gecceleri başlıyor. Dilerseniz bu geccelere katılabilir, dilerseniz kendi grubunuzu oluşturup bir akşam sıra geccesi yapabilirsiniz. Ortam, gözünüzün önünde türkülerle yoğrulan çiğ köfte her şey ama her şey efsane. Şiddetle tavsiye ederim. Unutmadan @ramazanbingol hesabını da takip edin derim; çok keyifli bir hesap. Arada takipçilerine güzel jestler yapıp et restoranında ağırlamalar da yapıyor Ramazan Bey kaçırmayın derim…
HAYAT DEVAM EDİYOR…
Geçtiğimiz hafta üzücü olaylar yaşadık millet ve ülke olarak. İnşallah bundan sonra bir daha böyle büyük acılar ve kayıplar yaşamayız. Geçen hafta İstanbul’da nerdeyse hayat durdu. Hala da o durgunluk, insanların sessizliği devam ediyor. Sanırım 1 Kasım seçim tarihine kadar da bu böyle devam edecek. Tadımız tuzumuz olmasa da hayat devam ediyor… Geçtiğimiz hafta İstinyepark Armani Restaurant’ta Erdoder Derneği’nin yönetim kurulu üyesi sevgili Aycan Alp’in dernek üyelerine ve derneğe katkıda olmak isteyenler için düzenlediği öğle yemeğine gittim. Sonbaharın ilk daveti olduğundan katılım oldukça fazlaydı. Nerdeyse ayakta kalanlar bile oldu.
Derneğin Başkanı Sevgili Canan Göztepe o günün anlam ve önemini açıklayan hoş bir konuşma yaptı. Derneğe katkılarından dolayı ve o günkü öğle yemeği organizasyonunu düzenleyen Aycan Alp’a plaket sundu. Diğer plaket alan isim ise 9 aylık hamile olan Esra Öztürk’tü. Bilfen Okulları’nın sahibi olan ve yardım severliği ile tanınan Esra Öztürk, Erdoder Derneği’ne tam teşekküllü erken doğum odası bağışladı. Gerçekten ayakta alkışlanacak bir durum. Hamile olması ve erken doğan fakir ailelerin bebeklerini yaşatabilmesi için yaptığı bu yardım herkese örnek olmalı bence. Canan Göztepe’nin elinden aldığı plaket Esra Öztürk’ün fazlasıyla hakkı… O gün Erdoder davetine gelen sosyetik isimler arasında renkli isimler de vardı. Çok şık isimler de vardı ama rüküşlükleriyle yerlerde sürünenler de vardı. Party Kids’in sahibi şimdilerin yeni event kraliçesi Sevgili Sitare Akdilek ve onun grubundan Ayşe Kucuroğlu vardı. İkisi de oldukça şık ve güne uygun giyinmişlerdi. Zaten Sitare ve Ayşe’yi her zaman beğenmişimdir ve severim ama Sitare son 5 yılda daha da bir aştı kendini zayıflığı, saçları giyim tarzı ile bence şu anda İstanbul’da en şık kadınlarda zirveyi zorluyor diyebilirim. Davetin şık isimleri arasında gündüz öğle yemeğine yakışacak gibi giyinen yine Erdoder Derneği’nin başkan yardımcı sevgili Neşe Sert vardı. Dolce Gabbana elbisesi ile oldukça zarifti. Yine derneğin üyeleri arasında olan Sedat Peker’in eşi Özge Peker de giydiği ekru rengindeki tasarımcı Özen Keskin’in hazırladığı diz altı elbisesiyle oldukça şıktı. Şıklar arasında işkadını ve bundan sonra adını daha da sık duyacağınız başarılı sanayici Züleyha Özgül de vardı. Giydiği Emilio Pucci elbiseyi de çok beğendim. Yerinde, saatinde ve yakışanı giyen kadınlara bayılıyorum. Armani’deki yardım yemeğindeki şık bayanları yazmak kolay da rüküşleri nasıl yazacağımı bilemiyorum sayfalar yetmez. Ama bazıları var ki artık tamam pes dedirtiyor. O kadar para veriyorlar yine kötü, yine kötü oluyorlar. Gerçekten gözlerim kaldırmıyor. Hele kimisi zayıfım; çocuk da doğurdum, daracık elbiseleri giyerim sarı saçlarımı attırırım deyip ortada rüküş rüküş dolanmıyor mı, yok artık diyorum. Bir de bunlar çok zayıf ama koltuk altları sarkmış, öğle vakti suratta bir karış makyaj. Iyyy! diyorum. Hele kimisinde sapsarı o kaynak saçlar yok mu of of tam Beyoğlu güzelleri gibiler. Anlayacağınız parayla giyiniliyor evet ama onu taşımak çok önemli. Kıyafeti saçınla, ayakkabınla, çantanla, taktığın aksesuarlarla, yüzüne yaptığın makyajla tamamlamak lazım. Yoksa Etro giymişsin, Victoria Beckham giymişsin, Rochas giymişsin, Louis Vuitton giymişsin, Jmendel giymişsin, Altuzzarra giymişsin ne fayda! Bir anda yerle bir olur yerlerde sürünürsün. Bir de yaşamdaki duruşun önemlidir; nerden geldiğin şu anda ne yaptığın ve ne yapacağın…