
Bal gibi bir yıl olsun diyerek en sevdiğim, en özel bulduğum ve en beğendiğim kadınları bir araya toplayıp onlara bal gibi bir yıl geçirmeleri için baldan tatlı yeni yıl yemeği organize ettim.
İstanbul’un en güzel, en özel restoranlarından biri olan İstanbul Morini’de verdiğim ballı yeni yıl yemeğine Ayşe Kucuroğlu, Sitare Akdilek, Şengül Balıksırtı, Esin Övet, Hülya Kanlı, Gül Gölge Saygı, Nazlı Goldenberg, Berna Ataman, Ayla Öztürk, Esra Öztürk, Mert Vidinli, Cihan Şenözlü, Aslı Tacir, Gülay Kamaz, Aylin Yılmaz, Jale Balcı, Esra Kaktüs, Ahu Orakçıoğlu, Şah Yaycı, Etel Baler, Dilek Birgen ve Pelin Kaya katıldı. Yeni yılın son yemeğinde bütün kadınların ortak dileği “Baldan tatlı bir yıl bizimle, ülkemizle ve sevdiklerimizle olsun”du. Yemeğimin tüm detaylarını bal üzerine kurdum o gün. Ballı içecekler, ballı tatlılar, ballı yemekler… Her şey ballıydı. Morini’nin güzeller güzeli şef aşçısı Jale Balcı’nın hazırladğı özel ballı kokteyller ve tatlı ile de günün finalini yaptık. Davetimin en sürpriz ismi Nur Yerlitaş oldu.
Benim en sevdiğim, dile kolay 30 yıllık aile dostum olan Nur Yerlitaş bu özel günümde beni yalnız bırakmadı ve ‘kız kardeşim’ demesi beni her zamanki gibi onurlandırdı.
Nur Yerlitaş, gerçekten özel bir kadın. Bir daha onun gibisi gelmez, o yüzden değerini bilmek lazım. Onun dostluğunu, sevgisini kazawnmak kolay değildir; öyle herkesi sevmez. Yüksek bir ruhu vardır, bu yüzden de bugün geldiği yere hak ederek gelmiştir. Hem de tırnaklarıyla kazıya kazıya geldi. Televizyon dünyasına da bu arada meraklı değildi ama kadını önce ekran sevdi sonra halk; yapacak bir şey yok… Bence şu anda Nur Yerlitaş Türkiye’de birçok ünlü ismin önüne geçti ve önlenemez bir yükselişi var. TV’de bundan sonra yapacağı ikinci projeyi çok özenle seçmeli ve hedefi yine tam 12’den vurmalı.
Ben bir yapımcı olsam Nur Yerlitaş’ı tek başına yapacağı bir realite şovla seyirci karşısına çıkarırım. Çünkü insanlar eski yüzlerden, at gibi kişneyenlerden, yapay isimlerden, şıngır mıngır saçmalayanlardan
sıkıldı.
Nur Yerlitaş’ta hayatı, doğallığı görüp sevdiler. Bence artık ekranlar doğallığı istiyor, “Evinde neysen ekranda o ol” mottosu popüler yani; tabii ki anlayana…