Her birimize ütopya gibi gelen bir konudur sonsuz aşk… Beynimizin yıllar içinde aşkın kimyasallar birleşimi olduğuna ikna edildiğimiz, tüketim toplumunda gerçek aşkın mümkün olmadığını öğrendiğimiz bir hayatta yaşıyoruz.
Aşk adına yüzlerce ikir, binlerce makale vardır ama yine de insanoğlunun hala keşfedemediği ancak araştırmaktan da sıkılmadığı bir konu aşk ve ilişkiler…
Herkesin hayatında iyi ya da kötü bir ikri ve deneyime sahip olduğu konudaki, dikenli yolları anlatacağım bugün ve değişen bilinç sistemini.
Geçen yıl atölyeme gelen harika bir çift sayesinde belki de önümde inanılmaz bir alan açıldı. Aslı ile Mert’e buradan da binlerce kez teşekkür ederim. Bir gün bir ilişki danışmanlığı için randevu almış bir çift ile görüşmem vardı. Oysa günün rutini şeklinde girdiğim danışmanlık, müthiş bir toplumsal ihtiyaca ışık tuttu. Danışmanlık sırasında ilk sorum, “Sizi buraya getiren sıkıntı nedir?” e, “Bizim sorunumuz yok”, yanıtını aldığımda şaşkındım. “Bizim harika bir ilişkimiz var ve böyle devam etsin istiyoruz. Ancak evlenmek istiyoruz ve bu hafta ailelerimizi tanıştırmayı planlıyoruz ve bilirsiniz biraz stresliyiz” dediler. Bu genç çiftin gözlerindeki ışıltıyı izlerken merakım giderek arttı. Her birimiz kendi hayatlarından ya da çevrelerinde yaşanan durumlara aşinayızdır. Düğün ve adetler, aileler arası kültürel farklılıklardan oluşan bir dizi oluşabilecek stresten bahsettiler. Sanırım çok da haklıydılar. O en güzel geçmesi gereken hayallerine gölge düşsün istemiyorlardı. “Bizim ilişkimizde sorun yok ama bu sürecin stresini yönetebilecek bir koçluk almak istiyoruz bir profesyonelden” teklii ilk kez bir çiftten geliyordu. Sorun olabilecek her stresi yönetmek adına bir dizi görüşme planladık ve harika, hiç gerilimsiz bir süreç yaşandı.
Son yıllarda pek popüler olan boşanma ve çocukların bu süreçten en az travmayı alması adına çok ilişki danışmanlığı yapmıştım. Ancak ilk kez başlangıç travması yönetecektim ve benim için de harika bir deneyimdi. Sonrasında farklı kültürlerden ya da farklı dinlerden gelen ailelerin kaynaşmaları adına birçok danışmanlığa yol açacak olan bu sürede, elbetteki çiftlerin evlilik süreci, evlilikten beklentiler, karşı cinsten beklentiler, birbirini anlama ve iletişim adına çalışıldı. Öte yandan çocukluğumuzdan beri biriktirilen bilinçaltı kodlarına yönelik korkularımız ve beklentilerimize yönelik şimdiki hayat regresyon seanslarıyla geçmişten getirmiş olduğumuz çöpler, yanlış inançlar temizlendi. Harika bir hayat için temiz başlangıç muhteşem ikirdi. Sonrasında da birçok gencin evliliği belki de hiç onlara ait olmayan beklentilerle gölgelenmemiş oldu.
Birçok evlilikte, süreç içinde hep o düğün öncesi aileler arası çatışmalar evlilik sürecini gölgelemekte, hatta kavga ve kırgınlıklara zemin hazırlamakta yıllar geçse de yaraları hep hatırlanmaktadır. Her birimiz için aile kavramı öncelikle kendi ebeveynlerimizi rol model seçmeyle başlar. Sonrasında oyun çağında evcilik oyunları ile şekillenir, sosyal medya ve medyatik sektörle bir fantastik düzleme dönüşür. Oysa gerçekte kim olduğumuz, nasıl bir ortamda huzurlu ve dingin olacağımızı belki de hiç bilmeyiz.
Deneye yanıla yol alır ve bu yolda kişisel olarak da birçok darbe alırken, karşımızdaki insana da yaralar açarız. Oysa ki yolun en başında kişiler; öncelikle kendilerini tanıma, sonrasında da süreci yönetebilme becerisine sahip olursa, tüm bu deneyimler keyif ve neşe içinde de gerçekleşebilir.
Evlilik gibi sözleşmeli her birliktelik için sevgi elbetteki gerek şarttır. Ancak sevgi yeter şart değildir. Birlikteliklerde doğru iletişim ve saygının yanısıra çiftlerin stres ile başa çıkabilme ve sosyal problem çözme becerileri ile hayattan beklentilerinin de ortak paydada buluşması gerekmektedir. Seanslar sırasında kişi hem kendini keşfedecek hem de bir ilişkiyi yönetmede tek lider olmadığını; gücü de, sevgiyi de maksimum keyifIe deneyimleme şansı bulucaktır. Duygusal beslenmesi olmayan bir birliktelik birbirinin bakımını sağlamının ötesine geçemeyecektir. Kimse kimsenin sorumluluğunu taşımak zorunda olmamalıdır. İki yetişkinin bir arada olmasından bahsediyorsak… İşte tam da bu nedenle kişilerin sağlıklı ilişikiler kurabilmesi için öncelikle kendini gerçekleştirmiş olması gerekmektedir. Evlilikler duygusal olarak sizi beslemek zorundadır. Çünkü her yaratılmış, sevilmek ve beğenilmek ihtiyacındadır… Bunu sağlayamazsanız ya öfke biriktiren vücudunuz hastalıklara yenik düşer, ya da ruh ihtiyacını farklı yollarla doyurur ki, bu da aldatmaktır.
Bu nedenle evlilik kurumunun idari kısım ve duygusal kısımı birbirinden bağımsız ele alınmamalıdır. ‘Madem beni seviyorsun, o halde benim istediğim gibi olmak durumundasın’ kalıplarında, sevgiden bahsetmek mümkün değildir. Oysa, çiftler davranışları altındaki dinamiği çözerler ise kimin neden o davranışı gösterdiğini de algılayabilirler. Bu da birçok krizi daha oluşmadan önler.
Farkındalık her şeydir… Mutlu ya da mutsuz olmayı kendimiz seçeriz, asla karşımızdakinin davranışından kaynaklanmaz… Biz önce kendi hayatımızın seçimlerimizin sorumluluğunu üstlenmeliyiz… İçinde olduğunuz durum kendi seçimlerinizin ve misyonlarınızın sonucunda ulaştığınız durumdur.
Mutlu… Aşık…
Keyili birliktelikler yaşamın kaynağıdır.
Evdeki huzur ışığınız olsun…