Sizi biraz yakından tanıyalım. Kendinizden bahseder misiniz?
Yoğun bir iş dünyası içerisindeyim. Sürekli seyahat halindeyim. Öyle ki, üç gece üst üste aynı yatakta yatmadığımı söyleyebilirim. Ancak benim adıma olduça keyili. İşimi çok severek yapıyorum. Bu anlamda yorgunluk nedir bilmiyorum. Hayatımda ‘yorgunum’ kelimesini pek kullanmam. İşimi aşkla yapıyorum. Bu anlamda çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Çeşitli sektörlerde faaliyet gösteriyoruz. Merkezimiz Kütahya ama bütün Türkiye ve dünya pazarımızı oluşturuyor. Bu anlamda gerek yurtiçi gerek yurtdışı gezilerimiz son derece yoğun. Bu durumdan şikayetçi değilim. Ancak yoğunluğum sadece işle sınırlı değil. Herkesin bir hobisi olması gerek. Ben spor yapmayı çok severim. Özellikle ralli vazgeçilmezim.
Ralli sevdam yıllar önce üniversite zamanlarında başladı. İlk başlarda ailemden gizli saklı yapıyordum, haberleri yoktu. Reddeceklerini düşünerek hiç söylememiştim bile. Ancak bir kaç yarış sonra gizli kalmadı, duyuldu tabii. Fakat ailemin tepkisi beklediğim gibi olmadı, bana bu konuda destek verdiler. Desteklerini alınca çok daha rahat ve huzurla yapmaya başladım. Ancak yıllar içinde uzun süre ara verdim, 5-6 yıl önce tekrar başladım. Bilinenin aksine ralli güvenli bir otomobil sporudur aslında. Tüm güvenlik tedbirlerinin en ince ayrıntısına kadar düşünüldüğü ve tamamının eksiksiz uygulandığı bir spor. Kaskımız, emniyet kemerlerimiz, eldivenlerimiz, kafesimiz bize tam koruma sağlıyor. Ralli oldukça keyifIi ve güzel bir spordur. Dediğim gibi 5-6 yıldır düzenli ve sürekli olarak yapıyorum ve götürebildiğim kadar devam edeceğim.
Köklü bir ailenin mensubu ve yöneticisisiniz. Bu omuzlarınıza büyük sorumluluklar getirse gerek. İş hayatınızda olmazsa olmazlarınız neler?
Biz Güral ailesinin 3. kuşak temsilcileriyiz. Ben ve kardeşlerim birlikte çalışıyoruz, bir aile şirketiyiz. Herkesin şirket içerisinde bir görevi var. Kardeşler arasnda uyumlu ve adı konulmuş belirli kurallarımız var. Aile anayasası uyguluyoruz. Babam Nai Güral bizzat operasyonun içinde değil. Ama bizlerin çalışmalarını her zaman yönlendirir. Biz onun müthiş bir tecrübelerinden faydalanırız. Her yaptığım işi çok severek yapıyorum. Her zaman farklı işler yapmayı ve yaptığım işte fark yaratmayı istiyorum. Eğer, yaptığınız işin en iyisi değilseniz kaybetmeniz mümkün. Bizim şirket olarak her şeyin en iyisini yapmak gibi bir felsefemiz var. Çünkü, günümüz rekabet şartları içinde iyi olmak yetmiyor. Aynı zamanda her işin başına ‘en’leri koyabilmek gerekiyor. Biz de bu çabamızın karşılığın alıyoruz. Sanıyorum ki başarımızı da buna borçluyuz. Farkı arama arayışlarımız sürüyor. Arayışlarımız devam edecek.
Farklı sektörlere girmeyi düşünüyor musunuz?
Evet, mevcut iş kollarımızın yanı sıra inşaat sektörüne girmeyi düşünüyoruz. Şu an porselen sofra eşyaları, yer ve duvar seramikleri, ambalaj, makine ve turizm sektörlerinde yer alıyorduk. Buna, yakın zaman önce lansmanını yaptığımız NG Rezidans projesi dahil oldu. NG Rezidans tüketiciyle buluşturacağımız ilk konut projemiz. Bu sektörde de büyümek ve ilerlemek istiyoruz. Sanıyorum bu projenin ardından inşaat sektöründe çalışmalarımız sürecek.
Yer alacağınız sektörlerin birbirine yakınlık göstermesini özellikle mi seçiyorsunuz?
Özellikli bir seçim yapmıyoruz ancak belki de bizi çekiyor. Tüm bu çalışmalar tecrübelerin ürünü. Biz yıllardır porselen sektöründe çalışmalar yürütüyoruz. Porselen zarafet isteyen bir ürün. Aynı zamanda seramik üzerinde çalışıyoruz. Seramik ise tasarım gerektiren bir ürün. Yine aynı şekilde turizm sektöründe çalışıyoruz. Turizm ise tamamen kişiye özel bir sunumdur aslında. Hizmet sektörü son derece zordur, ama biz ondan da büyük keyif alıyoruz. Tüm konuklarımız kendisiyle ilgili bir arayış içinde. Porselenden gelen zarafet, seramikten gelen estetik tasarım, turizmden gelen hizmet kültürü birleşince inşaat sektöründeki işimize yansıyor. NG Rezidans, çok özel ve farklı bir proje oldu. Farklı bir tasarım geliştirdik. Vazo şeklinde iki kule yaptık. Bir tanesi konut diğeri ise 5 yıldızlı bir otel. İkisinin de inşaatı şu an İstanbul’da devam ediyor. 2018’de kulelerin içinde yaşam başlayacak.
Sosyal sorumluluk projelerinde yer alıyor musunuz?
Tabii ki… Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu Genel Başkanı’yım. TÜGİK bünyesinde 8 federasyonun çatısı altındaki 72 dernekle 10 binin üzerinde üyeye sahibiz. Türkiye’nin her yerinden üyelerimiz var. Derneklerimize mensup üyelerimizin sektör dağılımı çok geniş kitleyi temsil ediyor. 500 farklı sektör ve meslekten üyemiz var. “Ülkemiz için ne yapabiliriz? Nasıl katma değer yaratabiliriz?” diye düşünüyor bu amaçla çalışmalar yürütüyoruz. Bölgelerimiz için yapılabileceklere kamuoyu oluşturmak, çözüm aramak gibi temel amaçlarımız var. 2010 senesinden beri başkanlık yapıyorum. Önümüzdeki yıl itibariyle görev sürem dolacak.
İşiniz estetik katkıları olan bir iş. Sanatla uğraşıyor musunuz?
Hayır bireysel bir uğraşım yok. Ancak estetik ve tasarım benim için çok önemli. Kullandığım şeylerin bir tasarım hikayesi olmalı. Düz ve sıradan şeyleri sevmiyorum, özen gösterilmemiş işleri sevmiyorum. Tasarımın bizzat içindeyim. İşini özensiz yapan kişilerle çalışmıyorum. Verdiğiniz özen işinizde size en iyi şekilde geri geliyor. Porselen grubumuzun başında kız kardeşim Sema Hanım var. Porselen grubundaki tüm tasarımlar onun elinden geçer. Seramik konusunda ise ben çalışıyorum. Yönetim ve organizasyon faaliyetleri de tarafımca yürütülüyor.
Peki, evde nasıl birisiniz?
En önemli özelliğimden biri eve iş getirmememdir. Evde işle ilgili hiç bir şey konuşmam. Çünkü evimde çok limitli zaman geçirebiliyorum. O kısa zamanı de eşim ve çocuklarımla en verimli şekilde değerlendirmek istiyorum. Çocuklarımın ben iş düşkünü bir baba olarak bilmesini istemem. Eve iş gelmediği zaman evin havası da farklı oluyor. Bu hazzı yaşamak çok güzel. Şimdi yaşları küçük ancak hızla büyüyorlar. Sanırım yaşları ilerledikçe farklı ortak noktalar bulacağız. En önemli buluşma noktamız ise spor. Çocuklar da düzenli olarak spor yapıyorlar.
Bahsettiğim gibi sporu çok seviyorum.Sağlığıma özen gösteririm, yediğim ve içtiğime çok dikkat ederim. Bu yoğun temponun içinde sağlıklı olmaya ve spor yapmaya dikkat ediyorum.
Ülkedeki ekonomik iniş ve çıkışlar size nasl yansıyor?
Herkese nasıl yansıyorsa etkileri bizde de aynı şekilde oluyor. Şirketimizde ‘kriz’ kelimesini hiç kullanmayız. Tabii ki olağanüstü durumlar için B planımız vardır. Hiç bir durumda sürekli yükselişe rastlayamayacağımız gibi, ekonomilerde söz konusu olamaz. Gelişmiş ülkelerin ekonomilerine de bakın inişli çıkışlı bir graik sergilediklerini görürsünüz. Önemli olan bu durumdan en kısa sürede sıyrılmak ve çıkmaktır. Herkes ‘ülkede kriz var’ düşüncesi içine girerse üretimin yavaşlaması gerekir. Bu şekilde çarklar yavaşlarsa duran çarkların tekrar hayata geçmesi zor olur. Aksine böyle durumlarda, işimizi şevkle ve en iyi şekilde yapmalı, gereken özeni göstermeliyiz.
Dikkatli olmak tabii ki de çok önemli. Programlı düzenli çalışacaksınız. Böyle ilerlerseniz başarısız olmanız için hiç bir sebep yok.