Ortaya hiç yoktan bir şey çıkartmak, üretmek, emek vermek, çaba göstermek ve sonra “O”nun karşısına geçip “Çok uğraştım, çok uğraştık, ama değdi…” demek, gurur duymak harika bir duygu değil mi? İnsan bir şeye çook emek verirse, daha bir kıymetli, daha bir vazgeçilmez oluyor.
Diva Avrupa’nın Mayıs ayı itibariyle 6. sayısı rafları süslüyor.
Gün geçtikçe daha içimize sinen, daha çok beğendiğimiz, eksiklerimizi tamamladığımız bir dergi oldu Diva Avrupa…
Sadece kapak, arka kapak değil, içerik olarak da dolu dolu, doyurucu bir dergi olduk.
Spordan müziğe, modadan siyasete, iş insanları ile sohbetlerden yemek tariflerine kadar her şey mevcut.
Dergi ilk çıktığı günden beri söylediğimiz cümle şuydu; “Biz bu dergiyle Avrupa ile Türkiye arasında köprü olacağız” Sözümüzü tuttuk, günden güne kuvvetlenen sağlam bir köprü kurduk.
Şimdi yine Düsseldorf’ta hummalı bir çalışma içindeyiz. Dergimizin Kurumsal İletişim Uzmanı Sevgili Doruk Yalçıner ile birlikte bir toplantıdan diğerine, bir görüşmeden öbürüne koşuşturup duruyoruz. Bomba gibi, harika bir sayının daha hazırlığını yapıyoruz.
Geçtiğimiz günlerde FIBO 2017 Köln Fitness Wellness ve Sağlık Ürünleri Fuarı’na katıldık.
Diva Avrupa, ziyaretçilerin ve katılımcıların elinden gün boyu düşmedi. Bunu görmek emeklerimizin boşa gitmediğini anlamaya yetti. Önümüzde yine fuarlar var. Takvim dolu… İzmir’in, Türkiye’nin eşsiz tatlarını bu fuarlar aracılığı ile Avrupa’ya taşımaya kararlıyız. Şimdiden harika olacağını görebiliyorum. Çünkü önümüzdeki sayıya da tüm hızımızla hazırlanıyoruz. Çalışmaktan taviz vermiyoruz, adım adım yükseliyoruz. O zaman da ortaya harika bir iş çıkıyor.
“Panik yok işler yetişir” diyen ekip arkadaşlarımı dinledim, kısa bir mola verdim ve bu yazıyı bile çok dar vakitte, iki toplantı arasında yazıp gönderebildim.
Almanya dönüşü görüşmek üzere, hepinize iyi haftalar…