BAŞAK CANKEŞ- PARIS MODA HAFTASI

dior dagi

dior dagi

dior Rhanna                   PARİS MODA HAFTASI’DAN HABERLER

Instagramda gezerken, Dior defilesi için çiçeklerden oluşturulmuş minik bir dağ görüntüsü ile karşılaşanlarımızın sayısı heralde oldukça fazladır. Kendi defilem ve TRANOİ fuarını gezme amacı ile gittiğim Paris’te saati ve yeri açıklanmayan Dior defilesinin gerçekleştiği saatte kapının önünde olmam tamamen bir tesadüften ibaretti. Rihanna’nın içeri alınma seramonisi ile başlayan kargaşa dünyaca ünlü moda dergi editörlerinin, stilistlerin, sanatçıların, moda sektörünün önde gelen kesiminin defileye teşrif etmesi ile devam etti. Louvre Müzesi’nin bir bölümünde gerçekleşen defile ile tek ilgilenmeyen kesim müzeyi gezmeye kendini adamış gibi görünen Çinli ve Japon gezi kafilesiydi. Biz tabii ki çıkışında beklemekten bile büyük keyif aldık, çünkü sokak modası fotoğrafları çekmek için bundan daha iyi bir an olamazdı. Defilenin ana hatlarına gelirsek, büyük ölçüde yumuşak renk paletindeki kıyafetlere geçmeden önce çiçeklerden yaratılan dağdan bahsetmek gerek. Aldığım duyumlara göre bu çiçekler bir gün öncesinden özel olarak kendi saksılarında getirilmiş ve Louvre Müzesi’nin bu bölümüne tek tek yerleştirilmeye başlanmış. Özel bir sulama sistemi ile çiçeklerin canlı kalması sağlanmış. Gördüğünüz gibi büyük dünya markası olduğunuzda ve Avrupa ‘da defile yapabildiğinizde tüm yollar sınırsızca kullandior street lookılabiliyor. 400 bin adet canlı peygamber çiçeğini defile salonuna yerleştirmekle Türkiye ‘de kim uğraşır söylesenize.
Defile başlıkları ise şu şekilde,  siyah beyaz ve styling açısından sade görüntüler ile başlayan seri ilkbahar-yaz defilesi olmasına rağmen kısa kollu crop merserize kazaklar ile devam etti. İlk 15 parçadan sonra daha estetikleştiğini düşündüğüm koleksiyon siyah takımlarla, çizgili transparan ve parlak yağmurluk kumaşından takımlar ile tamamlanıyor. Renk paletinde siyah bej, beyaz lacivert, lila ve hardal sarısının çok eser miktarda kullanılması koleksiyona sade ve Dior’un alışılmış gösteriş ve şaşaasından uzaklaşan bir hava verdi. Bana göre defilenin en yaratıcı ve Dior imzasına yakın detayı ayakkabılarda saklıydı. 

ırısvan

irisvan 1

IRIS VAN HARPEN’DEN GİYİLEBİLİR BİR KOLEKSİYON

Iris Van Harpen’i duymayanız olabilir. Kendisi (Alexande Mcqueen ile bir süre çalışmasının yanısıra) materyal olarak kumaş dışında bir çok farklı malzemeden giysi icat etmesi yani aslında bir bakıma sanat yapması ile meşhurdur. Beni en çok etkileyen videolarından bir tanesinde eriyebilen şeffaf plastik materyallere, saç kurutma makinası ile su şekli verip bundan kıyafet yapıyordu. Harpen gelecek yaz için bizi oldukça şaşırtarak giyilebilir bir koleksiyon ile karşımıza çıktı. Ustaca katlanmış origami kıvrımında elbiseler, puantiyeli baskılar, lazer kesimli katmanlar podyumda boy gösterenler arasındaydı.

CH 1CHANEL’DEN SON HABERLERCH4
‘FİKİRSİZLİK DE BAZEN
BİR FİKİRDİR’ K.L.

Paris Moda Haftası’nın en son gününde düzenlenen Chanel defilesi Grand Palais’in bir havalimanına dönüştürülerek sunuldu ve Karl Legerfeld bir kez daha ilgi odağı olmadan hiç bir iş yapmayı sevmediğini tüm dünyaya kanıtladı. Konsept kadar uygulamanın da önemli olduğu bir defile fikri varsa Chanel’in zaten hiçbir zaman ‘Nasıl Yaparız’ sorusunu gündeme getirdiğini zannetmiyorum. Defile bu kez izleyenlerin şaşkın bakışları arasında tekerlekli Coco valizlerini taşıyan mankenler tarafından açıldı. Havayolu gişeleri, bekleme salonu, kontuar gişeleri ve çalışanların üniformalarından tutun davetlilerin bilet şeklindeki davetiyelerine kadar herşey Legerfeld tarafından kurulmuş Chanel Airlines imparatorluğunun bir parçasıydı. Şık ve spor terimlerini aynı anda kullanabileceğimiz tulum ve döpiyesler, renkli akan kumaşlardan oluşan bluz ve elbiseler, altlarına giyilen bol paça pantolonlar modern kadınların ve çok seyahat edenlerin havaalanında maximum ne kadar şık olabileceğine gönderme yapıyordu.


Bir Cevap Yazın