“AŞK KAPASİTEM YÜKSEK AMA HAYATIMDA AŞK YOK”
Yakın zaman önce “Boza Boza” adlı sürpriz maxi single çalışmasını PDND Müzik etiketi ile müzikseverlerin beğenisine sunan yeni çalışması için hapse girerek Aykut Gürel’in objektifine poz veren ünlü sanatçı Soner Sarıkabadayı yeni çalışmaları ve özel hayatıyla ilgili çok özel konuları 15. yaş özel sayımız için içtenlikle cevapladı... Herkesin bildiği ya da bilmediği Soner Sarıkabadayı kimdir? Kendinle ilgili neler söylemek istersin bize? 8 Aralık 1978’de Kahramanmaraş’ta dünyaya geldim. Daha sonra Mersin’e taşındık. Babamla muhteşem anılarım var. Benim bugünkü bütün bakış açım tamamen babamın eseri... Onunla yaşadığım bazı anılar bütün hayatımı etkiledi. Çünkü, çok serbest bir hayatım var. Mesleğimden ötürü de yaptığım işten dolayı da alanım çok geniş, rahat, serbest... Ben disiplinsiz olursam, ben işimi boşlarsam kimse gelip de bana çalış demez... Babam bana kendi kontrolümü elime almayı öğretti diye düşünüyorum. O yüzden çok mutluyum. Çünkü bu bence belli bir yaştan sonra öğrenilebilen bir şey değil. Olumlu bakış açısının, pozitif düşüncenin her şey yolunda giderken hiçbir etkisi yoktur. Önemli olan istediğin şartlar yokken, ona pozitif bakabilmendir... Üniversiteden konuşalım biraz da... O süreç nasıl işledi? Yıldız Teknik Üniversitesi mezunuyum. Ben iki tane bölümde okumaya hak kazanmıştım. Önce iktisat kazandım ve bu nedenle geldim Mersin’den. Bir yıl iktisat okuduktan sonra bıraktım ve yine aynı okulda, Sanat ve Tasarım Fakültesi Klasik Gitar bölümüne girdim ve oradan mezun oldum. Benim için çok değerli bir okul, çünkü bana bu imkânları sağladı. Müziği öğrendiğim bir okul. Ben iktisat bölümündeyken de şarkı yazıyordum. Ama iktisatı bırakıp müzik okumayı seçmemin sebebi aslında bu günler ve Allah izin verirse gelecekteki günler için seçtim. Dünyanın her yerindeki insanlarla aynı dili konuşabilme özgürlüğüne sahip olmak istedim. Şarkının bir yazım dili olduğunu öğrenmek istedim ve bu yolda ilerledim. Bir şekilde yine iktisat ile uğraşıyorum aslında bırakmış olsam da şimdi kendi şirketim var. Af çıkmış bu arada geri dönüp okuyabiliyorum. Eski Soner’e baktığımda farklı birini görüyorum saçım falan var mesela... Sanki level atlamışım gibi geliyor bazen. O zamandan bu zamana baktığında Soner’in keşkeleri neler? Ben keşke demiyorum. Benim şu an bildiğim ve keşke dememe vesile olan deneyim benim hatamdan dolayı başıma gelmiş. Keşke ben bunu yapmasaydım dediğimde demek ki ben ondan değil, ondan öğrendiğim deneyimden vazgeçeceğim. Bu da benim yaşadığımı boş yere anlamsız bir zaman aralığına çıkaracak. İnsan bazı şeyleri kendi istediği gibi gelişsin diye hayalinde bile keşke diyebilir. Ama özünde yaşadığım her güne şükreden bir insanım. Yani şu anda değerini bilmeye çalışıyorum. Çünkü, hayat bir çok insan için farklı bir yöne gidebilir. Bu işte yapmak istediğim çalışmaları yapamayabilirdim. O kadar ince bir çizgi ki bence şans, kısmet, nasip üçlüsü ile iç içe... Bunlar insanın kendisiyle barışık olduğunda devreye giriyor. Be… Galerinin haberine git »