Çok yoğun bir hafta sonu geçirdim. Ama değdi… Dört gün boyunca Alaçatı’da Millfest Moda ve Sanat Festivali’ndeydim. Zaten Diva olarak etkinliğin basın sponsoruyduk. Millfest gerçekten çok profesyonelce organize edilmiş, başarılı bir etkinlikti. Alaçatı’da gerçekleşen Millfest Moda ve Sanat Festivali’ne katılmadıysanız, gerçekten çok şey kaybettiniz.

11 yıl önce başlayan etkinlik adım adım ilerleyerek, her yıl bir sonrakinden daha iyiye ve güzele ulaşarak bugünlere geldi. Tüm kademeleri çok iyi biliyorum. Bu yıl geçen yıldan daha hareketli geçti, eminim bir sonra ki yıl, bu yıldan daha güzel geçecek… Festivale 22 firma katıldı. Dünyaca ünlü modacı Atıl Kutoğlu onur konuğuydu. Genç tasarımcıların heyecanı görülmeye değerdi. Gerçekleşen workshoplar inanılmaz keyifIiydi. Standlar hareketliydi. Ünlü marka Çetmen Mobilya tarafından dizayn edilen, ‘Diva Lounge’ ziyaretçilerin akınına uğradı ve hoş sohbetler gerçekleşti. Kısaca; Alaçatı’nın en sevdiğim şeylerinden biri de Millfest oldu.

Diva olarak çok güzel bir dergi hazırladık “Millfest 2016 Moda ve Sanat Festivali” için… Etkinlikte tüm ziyaretçi ve katılımcılara dağıtıldı. Konuklar dergiyi ellerinden düşürmedi. içinde EGSD’nin ve Millfest’in “Geçmişten Günümüze” tarihçesinin resimleriyle verildi. Bence arşiv değerinde bir dergi oldu… EGSD Yönetim Kurulu Başkanı Mukadder Özden, günler öncesinden başlayan hazırlıkları başarıyla takip etti, koşuşturdu ve güzel bir işe imza attı. Kutluyorum buradan Sevgili Mukadder Özden’i. Çeşme Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç’ın da katkılarını takdir ediyorum. Sayın Dalgıç, “Bu festivalin uzun yıllar devam etmesini istiyorum…”diyor. Ben de öyle… Tutkunu olduğum Çeşme’ye bu gurur çok yakışıyor çünkü.

EHKİB Yönetim Kurulu Başkanı Emre Kızılgüneş’e, etkinlik boyunca bizi yalnız bırakmayan EHKİB Başkan Yardımcısı Burak Sertbaş’a, gerçekten başarılı bir defile hazırlayan Rönesans Ajans’ın sahibi Sevgili Akif Örük’e, destekleri için EGSD Genel Sekreteri Nükhet Şenkaya’ya ve emeği geçen herkese ama herkese yürekten teşekkürler.

Biz Diva olarak, bu tip etkinliklere destek vermeyi sürdüreceğiz. Saçma sapan (sözde) tasarımcılarla yapılan alışveriş şenliklerine destek vermiyoruz. Kurumsal çalışmayı önemsiyoruz. Bu nedenle Ege Giyim Sanayicileri Derneği ile çalışmaktan da son derece mutlu olduk. Bundan sonra da böyle olacak. Bir şölen havasında geçen bu festival, Alaçatı’yı akıl almaz şekilde hareketlendirdi. Alaçatı’nın yolları İstanbul Boğaz trafiği gibi oldu. Mekanlar doldu taştı. Bir yıl sonraki festivali şimdiden sabırsızlıkla bekliyorum, eminim moda severler de benimle aynı fikirde…

Dip Not: Yakında Alaçatı’da bomba gibi yeni projelere imza atacağız.

Ama bu hafta ne olduğunu söylemeyeceğim. Hepinize iyi haftalar…

---

Alaçatı’da beğendiklerim – beğenmediklerim

Çeşme’yi çok severim. Ve tabii Alaçatı’yı da ayrı sevdam var. Ama “Her güzelin bir kusuru olur” derler ya… Bunca güzelliğin bazı olumsuz yanları da olacak mutlaka. Günlerdir dikkatimi çeken bu olumsuzlukları yazmazsam çatlardım. Eğer daha güzele ulaşmak istiyorsak, kendimize ayna tutup biraz eleştirmeyi de bilmemiz gerekiyor haliyle… İşte ben de öyle yaptım; Alaçatı’da “Beğendiklerim” ve “Beğenmediklerim”i listeledim. İşte size ilk aklıma gelenler…

BEĞENMEDİKLERİM

-Müziğe karşı değilim. Severim de… Ama Alaçatı sokaklarında otururken aniden kulağıma sokulan klarnetten çok sıkıldım. Her şey kararında olduğu zaman güzel, müzik de bunların içinde. Yoksa ötesi gürültü…

-Adım başı yolumu kesen çiçekçiler, beni çok sinirlendirmeye başladı. Yanımızdaki kişinin kim olduğunu bilmeden ama her gördüğü kişiyi ‘sevgili’ yakıştırması yapan ve zorla çiçek satmaya çalışan çiçekçiler, bir nefes aldırın Allahaşkına…

-Hacımemiş’in en popüler mekanı. Adı bende kalsın. Futbolcusundan işadamına, sanatçısından cemiyet ünlüsüne kadar herkes orada. Ama gel gör ki hijyen, temizlik, özen “Sıfır”. Az önce çöp poşetlerini toplayan ellerle, iki dakika sonra bir bardağına 40 lira ödediğimiz içeceklere buz koyan eller aynı. Bunlar sadece benim dikkatimi mi çekiyor gerçekten aklım almıyor. Başkaları neyi önemsiyor bir yere giderken, orayı seçerken bilmiyorum. Ama ben her şeyden önce “temizlik ve insan sağlığına özen” diyorum.

-Gece 01.00’den sonra Alaçatı sokaklarının çöp yığın› görüntüsü beni çıldırtıyor. Her yer berbat bir durumda. Yolda yürünmüyor çöpten ayrıca çok pis kokuyor. Bu da beğenmediklerim hem de hiççç beğenmediklerimin arasında…

  BEĞENDİKLERİM

-İnsanlar uzun bir stres ortamından sonra normal hayata döndü. Çevremde yeniden gülen, eğlenen, sosyal hayatın içinde olan insanları görmek çok hoş ve çok güzel…

–Alaçatı’da eski dostlarımla bir köşe başında karşılaşmak, ayaküstü sohbet etmek, hasret gidermek beni çok mutlu ediyor. Her an bir sürpriz beni bekliyor gibi…

-İnsanın kendini evinde hissettiği bir yerde yaşaması, harika bir duygu. İzmir’de olduğu gibi hissediyorum kendimi Çeşme’de de. Kendi evimde, kendi mutfağımda, kendi salonumda yaşıyor gibiyim…