Haftalardır aynı konu konuşuluyor. Basında her gün haberlerini okuyoruz.
Çeşme’de hangi mekana gitsem konu yine aynı.
Herkes bana; yakın dostum, çok sevdiğim, Selahaddin Aydoğdu’nun yaşadığı tatsız olayın aslının, astarının ne olduğunu soruyor.
Türkiye’de başta İstanbul Etiler, İzmir Folkart Towers, Alaçatı Club Baba Köyiçi ve Türkiye’nin bir çok yerinde şubeleri olan Yüzevler Kebap’ın sahibi Selahaddin Aydoğdu işini aşkla yapan, dürüst biri. Ama onun bu kadar sevilmesinin nedeni bunlardan daha başka bir şey. Selahaddin Usta (ona herkes böyle hitap ediyor) halkın çok içinden, halktan bir insan. Samimi, olduğu gibi, ince hesapların peşine düşmeyen daha da önemlisi dobra biri. İşte bu yüzden bu son yaşanan tatsız olayda halk onu bağrına bastı ve onun yanında oldu.
Türkiye’nin bir çok şehrinden, hatta Amerika’dan, İsviçre’den ve daha bir çok ülkeden telefonlar geliyor Selahaddin Usta’ya… Onun cep telefonunu bilmeyenler, mekanın sabit hattından arayıp “Yanınızdayız, ellerinize sağlık, elleriniz dert görmesin…” diyorlar.
Sosyal medyada bile bu konu ile ilgili capslerle karşılaşıyoruz her gün.
Selahaddin Usta olayında da bunu yaptık.
İnandık. Sahip çıktık.
Selahaddin Usta, Alaçatı Club Baba Köyiçi’nde açtığı Yüzevler Kebap’ın yanına bir gecede istinat duvarı çeken diğer işletmeninin yaptığı haksız uygulamaya nazik bir şekilde karşılık verdi. Buna rağmen hak etmediği bir şiddete uğradı ve kendisini savundu.
Etki-tepki meselesi…
Her zaman böyledir. İşini doğru yaptın mı, dürüst oldun mu eninde sonunda başın dik, alnın ak dolaşabilirsin, yüzünü yere eğmezsin…
Biz aslında gerçekten çok güzel bir toplumuz. Çünkü her daim şiddet görenin, madur olanın yanında yer alıyoruz, ona sahip çıkıyoruz, arkasında duruyoruz. Yeter ki o samimiyete inanalım…
Biz Selahaddin Usta’ya inandık…