Yüksek Mimar Burak Karakızlı “İyi tasarlanmış mimari yapılar insan hayatında pozitif etki yaratır”

Burak Karakızlı mimaride geleneksel yöntemlerin yanı sıra yenilikçi çözümleri kullanarak, yenilenebilen kaynaklarla maksimum fayda sağlayan ve çevre uyumlu bir mimari anlayışı benimseyen genç bir mimar… Mimarlık, iç mimarlık, tasarım ve uygulama alanında çalışmalarıyla öne çıkan Yüksek Mimar Karakızlı ile keyifli bir röportaj yaptık. Karakızlı, sorduğumuz soruları içtenlikle yanıtladı…01-DSC_0050Mimarlar hayallerindeki ürün ve tasarımları müşterilerinin hayalleri ile birleştirip konforu sağlamakla görevli uzmanlardır. Siz de onlardan birisiniz. Bize bu meslekteki yolculuğunuzdan bahseder misiniz?

Ofisinizi ne zaman hayata geçirdiniz? Üniversite hayatıma endüstri sistemleri mühendisliği ile başladım. 3. yılın sonunda, asıl yapmak istediğim mesleğin bu olmadığına, daha tasarım odaklı, yeteneklerimi sergileyebileceğim, her gün severek yapacağım bir meslek seçmeye karar verdim. Ve radikal bir karar alarak mimarlık bölümüne geçiş yaptım. Lisans eğitimim süresince sınıf başkanlığı, sınıf temsilciliği gibi aktif rollerde yer aldım. Lisans eğitimimi tamamladıktan sonra yine İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde, İleri Mimari Tasarım dalında yüksek lisans eğitimimi tamamladım. Bu süreçte birkaç yıl çeşitli ofislerde çeşitli ölçekli projelerde gerekli tecrübeyi edindikten sonra İzmir Bayraklı bölgesinde Burak Karakızlı Design Office’i kurdum.

Hayal etmek, ve insanlar için pozitif binalar ve mekanlar üretmek aklınızda var mıydı?

Çocukluğumdan beri hep kıvrak zekamla ve pratik çözümlerimle bilinirdim. Belki şu anki ölçek ve kavramlarla aynı değil fakat her zaman üretmekten yana bir eğilimim vardı. Mimarlar kendilerini problem çözücü olarak da tanımlarlar. Çünkü her tasarım kararı aslında altında bir problem barındırır. Dolayısıyla mesleğimin bu yönünü çocukluk yıllarımla kolaylıkla bağdaştırabiliyorum

Projelere yaklaşımınız, tasarım felsefeniz ve tasarım süreclerinizden bahseder misiniz? 

İyi tasarlanmış mimari yapıların insan hayatında pozitif etki yaratacağına inanıyorum. Sanatın en somut hali olarak dile getirilen bu kavramın “toplum için sanat” anlayışı ile yapılmasından yanayım. Mimaride geleneksel yöntemlerin yanı sıra yenilikçi çözümler kullanarak ‘minimum sermaye-maksimum fayda’ sağlayan, çevre uyumlu-sürdürülebilir mimari anlayışını benimsiyorum. Mimari proje ya da iç mimari projesi olsun, ölçek farketmeksizin proje alanını analiz ettikten sonra sorunlarını ele alıyoruz. Bu sorunları foBu sorunları fonksiyonel bir şekilde nasıl çözüp pozitife çevirebilir ve mekan algısını geliştirebiliriz sorunsalından yola çıkıyorum. Bulduğum çözümleri estetik açıdan ele alıp, fonksiyonu tasarımımla birleştiriyorum. İyi bir proje çıkarmak istiyorsanız proje alanını çok iyi analiz etmelisiniz.

06-Mimari ve iç mimari arasındaki ilişkiyi nasıl tanımlarsınız?

Kendimi mimar olarak tanıttığımda karşılaştığım ilk soru “İç mi, dış mı?” oluyor. Tasarım kavramına bütüncül bir açıdan bakarsanız, içiyle dışıyla bir bütün olduğunu göreceksiniz. Ölçek ne olursa olsun mekansal algı tasarımcının belirlediği konsept ile birlikte doğru orantılıdır. Bugün, Frank Ghery, Zaha Hadid gibi Pritzker Prize ödüllü mimarların yapılarına baktığınızda iç mekanların, bina formu-cephesi ile aynı dili konuştuğunu görüyoruz. Yıllar öncesinde Mimar Sinan’ın camilerinde de bundan bahsetmek mümkün. Bu ilişkiyi kurduğunuzda, mimari ile iç mimari arasındaki tek fark tasarımın ölçeğinden ibaret oluyor.

Başarılı bir mimari projenin olmazsa olmazı nelerdir? Siz hangi noktalara önem veriyorsunuz?

Projenin ölçeği ile doğru orantılı olmakla beraber, örneğin 100 konutlu bir projede yaşanabilir değerli konutlar üretmek ve konutların oryantasyonu ön plandayken, 20 bin m2 lik bir karma projede kamusal alanlar önem kazanıyor. İç mimariden örnek verecek olursak, şık bir restorantta değişken oturma alanları ön plandayken fast food restorantında daha basit modüler oturma düzeninden bahsedebiliriz. Fakat bunlardan en önemlisi “toplum için sanat” anlaşıyı ile her projeye bakmalı, kamusallık ön planda olmalıdır.

08-

Genelde konut ağırlıklı projeler yaptığınızı görüyorum. Bu anlamda sizi değerli kılan özelliğiniz nelerdir?

Bir yapının proje aşamasından tutun inşaatın bitişine kadarki sürecin tamamının bir ekip işi olduğunu düşünürsek, gerek müteahit firmalar, gerekse kendisi için ev yaptırmak isteyen işverenlerimizi aynı amaç doğrultusunda ilerlediğimiz bu serüvende, birer partner olarak görüyoruz. Yapı inşa sürecinin tamamında işverenlerimizle beraber ilerliyoruz. Yani Burak Karakızlı Design Office olarak iş akışımız sadece projeyi çizip, ruhsat alıp, teslim etmekten ibaret değil. Dolayısıyla bizimle çalışmayı tercih eden işverenler aynı safta olduğumuzu, asıl amacımızın hem son kullanıcıyı memnun etmek hem de kar etmek olduğunu ve bu amaç doğrultusunda sürekli iş birliği içinde çalışacağımızı çok iyi biliyorlar. Bu süreç içerisinde maaliyet hesabı, materyal seçimi, metraj, ödeme kolaylığı gibi bir çok evrede işverenlerimizin yükünü hafifletiyoruz. Hatta bazı yapı malzemelerini kendilerinden çok daha uygun fiyata temin edip maliyeti düşürdüğümüz zamanlar oluyor. Bizi değerli kılan bir başka etmen ise işverenlerimizle sadece iş ilişkisi değil, mükemmel sosyal bağlar kurmamız. Beraber yemek yiyip etkinliklere katıldığımız, lansmanlar düzenlediğimiz birçok müşterimiz var. Tabii ki bu sosyal ilişkinin iş ilişkilerine zarar vermemesi için işin her aşamasında sözleşme imzalayıp her toplantılarımızda toplantı tutanağı tutuyor tüm süreci arşivliyoruz. Bu şekilde iş ve sosyal ilişkilerimizi birbirinden ayırabiliyoruz.

Tasarımlarınızda sıklıkla kullanmayı tercih ettiğiniz tarz renk stiller nelerdir?

Genelde çağdaş mimari ile modern çizgiler kullanarak, ‘form follows function’ felsefesinden yola çıkıyorum. Fonksiyonun belirlediği kütlesel formlar oluşturup bu formlar ile proje alanındaki bir problemi çözmek ya da bina fonksiyonuna daha iyi hizmet edecek bir form oluşturmaktan yanayım. Tasarım sürecinde doğru parametreleri yakaladığınızda, kitlesel çözüme estetik algınızı katıp sanatınızı yansıtabiliyorsunuz. Eğer iyi bir kitlesel çözümünüz yoksa, yapılan herşey kozmetik işlemlerden farklı olmayacaktır. Dolayısıyla kitleyi en basit en sade okunabileceği hali ile bırakmak, “Less is more” anlayışıyla da doğru orantıda.

09-Ülkemizde mimari ile içmimari ile ilgili en sık karşılaştığınız yanlışlar neler?

Genelde büyük ölçekte yanlış çözülmüş, kullanışsız metrekarelerden oluşmuş daire tipleri ile çok sık karşılaşıyoruz. Bu nokta da son kullanıcının bilinçsizliği ile birlikte yüklenici-yatırımcı firmaların da yanlışları var. Çoğu kişi mülkün değerini artıran şeyin metrekare olduğunu düşünüyor. Fakat mülkü değerli kılan şey birim metrekarenin değeridir. Yani fonksiyonel bir 20 m2 kötü çözülmüş 30 m2’den daha değerlidir. Gerek yüklenici firmalar, gerekse son kullanıcı bilinçlenmeli ki banyodan direk salona açılan kapılar, koridorda konumlanmış mutfak tezgahları, doğal ışık almayan odalar tasarlanmasın.

Nitelikli bir mekanı nasıl tanımlarsınız? İyi tasarlanmış nitelikli mekanların insan üzerindeki etkileri nelerdir?

Nitelikli bir mekan kesinlikle bir barakadan farklı olmalı. Fonksiyonel olmalı, duygu uyandırmalı. Bir ruhu olmalı ve insanı düşündürmeli. Bazen rahatlatmalı. Aynı hissiyatı veren, birbirine benzer tekrar eden mekanlardansa farklılık hissettirmeli ki hayatımıza pozitif etki yapabilsin. Gerçek mimariden bahsediyorsak, pozitif bireyler yetiştirmek istiyorsak nitelikli yapılar üretmeliyiz. Winston Churcill’in dediği gibi; “Bizim tasarladığımız binalar, bizim yaşamlarımızı biçimlendirir.”

07-

İletişim;

Adres: Bayraklı Tower Kat: 14 D: 99 Bayraklı İzmir

Tel: 0232 503 43 33

Mail: burakkarakizli@gmail.com

www.burakkarakizli.com


Bir Cevap Yazın