Öğleden sonra bir şeyler atıştırma isteği geldiğinde cips, kurabiye veya çikolatalı bir bar gözünüze oldukça cazip gelebilir. Fakat bunun uzun vadede vücudunuz üzerinde etkisi hiç de cazip olmayacaktır! İyi haber; atıştırmalıklar her zaman zararlı olmayabilir. Hatta doğru besinler seçildiğinde diyabet beslenme planınızı zenginleştirmiş olmanın yanı sıra günün ara saatlerinde kendinizi de çok daha iyi hissetmeniz mümkündür.
Tuzsuz kuruyemişler
Kuruyemişlerin çoğu protein, lif ve sağlıklı yağlar açısından zengin olsalar da ceviz omega 3 ve omega 6 yağ asitleri bakımından yüksek içeriği sayesinde bir adım öndedir. Nisan 2013’de yapılan bir araştırmaya göre ayda 250 gram ceviz yiyen kadınların tip 2 diyabet riskinde %24 oranında bir düşüş yakalandı. Hem lezzetli hem sağlıklı öyle değil mi?
Elma
Lif yönünden zengin olan elma kan şekerinizi dengelemeye yardımcı olur. 2009 yılında yapılan araştırma ara öğünlerinde elma tüketen kişilerin bir sonraki öğünde %15 oranında daha az kalori aldıklarını gösteriyor. Fakat burada dikkat edilmesi gereken nokta meyvelerin karbonhidrat içeriğine sahip olmalarından ötürü porsiyonu fazla kaçırmadığınızdan emin olmak. Seçeceğiniz küçük ve orta boydaki elmalar daha az karbonhidrat almanızı sağlayacaktır.
Süt
Proteinden zengin olan süt, proteinin yanı sıra karbonhidrat ve yağ da içerdiğinden uzun süreli kan şekeri kontrollerinde önemli bir besindir. Özellikle akşam ara öğünlerinde ılık süt tüketmek gece boyunca kan şekerinizi dengelemesinin yanı sıra sakinleştirici etkisini de hissettirecektir. Sütü sade içemeyen kişiler tarçın ilave edebilirler.
Ton balığı
Kolayca açılabilen ufak porsiyonlu konserveleri sayesinde çantada ton balığı taşımak çok kolay! Ara öğünde tükettiğiniz ton balığı sayesinde diyetinizdeki protein ve omega 3 yağ asidi oranını artırabilirsiniz. Tek başına tüketebileceğiniz gibi minik bir ton balıklı-marullu sandviç yapmak da iyi bir seçenek olacaktır.
Avokado
Yüksek lif içeriği ve tekli doymamış yağ asitleri sayesinde kalp dostu özellik gösterir ve kabızlığı önler. Bunun yanı sıra antibakteriyel ve antimokrobiyeldir, yani vücudu enfeksiyonlara karşı korur. Avokadoyu seçerken avucunuzun içine aldığınızda ne çok sert ne de çok yumuşak hissettirmemesine özen gösterin.