Günümüzün en önemli sorunu stres! Stresin yanında sıkıntı, üzüntü, bir sorunun kafamızda takılması, çözümleyemediğimiz sorunlar hep vücudumuza zarar verir. Hormonlarımızın çalışması değişir, iştah değişikliği yaşar ve kimi zaman bedenimizin herhangi bir yerinden patlak verir.

Peki ama bunu kendimize neden yaparız?
Her şey kişinin kendini sevmesi ve değer vermesiyle başlar. “Önce ben” dediğimiz zaman zaten sorunun büyük bir kısmı hallolur. Çoğunlukla yaşanılan stres ya da sıkıntı karşımızdaki kişi ile ilgili olabiliyor. Bu kişi; eş, dost, arkadaş kimi zamanda çocuğunuz bile olabilir. Rahatsız olduğunuz bir davranışı karşınızdaki sürekli size siz uyarmanıza rağmen yapıyorsa o kişiyi siz düzeltemezsiniz. Ya içinde olduğunuz durumu kabullenip yolunuza devam edeceksiniz ya da cesaret edip ilişiğinizi orada sonlandıracaksınız. Burada amaç yıkıcı olmak ya da karşı tarafa ceza vermek
değil. Amaç, mutsuz olduğunuz ortamdan kendiniz soyutlayıp koruma altına almak. Böylece sinir olmaktan kurtulmuş olursunuz. Sadece karar verip adım atmanız yeterli. Gerisi kendiliğinden gelecektir. Özellikle çalışma hayatında ve ikili ilişkilerde bu durumlara sık rastlanır. Her iki durumda hayatımızın büyük bir bölümünü kaplar. İşte bu yüzden oturup kara kara düşünmek yerine eyleme geçmek gerekli. Yoksa hayat tam bir çekilmez olur.

Stresin belirtileri nelerdir?
-Uyku bozukluğu
-Unutkanlık
-Alınganlık
-Asabiyet
-Karar alamamak
-Sabırsız olmak
-Kalp atışlarının hızlanması
-Mide asidinin artması ve mide problemlerinin oluşması
-Herhangi bir şeye isteksiz olma
-Fazla yemek yemek ya da hiç yememek
-Duygusal patlama
Yaşam tarzınızı belirleyin!
Yaşam tarzımız bizim yol haritamız gibidir. Stres düzeyimizi belirler. Eğer iyi bir şekilde zaman yönetimi yapabilirsek günümüzü verimli bir şekilde planlarız ve kendimize ve sevdiklerimize zaman ayırabiliriz. Bunun için yapmanız gerekenler;
-Önceliklerin belirlenmesi.
-Uyku saatlerinizi düzenlemek.
-İşlerin ertelenmemesi.

Beslenme ve stres ilişkisi
Stres bağışıklık sistemini baskıladığı için hastalıklara yakalanma riski artar. Bağışıklık sistemini güçlendirmek için yeterli miktarda C vitamini alınmalıdır. Bu ihtiyacı portakal, mandalina, kivi, biber, brokoli gibi sebze ve meyvelerden karşılayabiliriz.
Ispanak, pazı, semizotu, roka, maydanoz gibi koyu yeşil yapraklı sebzeler ve deniz ürünleri, kırmızı ette bulunun folik asit hem bağışıklık sistemini destekler hem de stresi azaltır. Basit karbonhidratlardan uzak durmak bizi daha dinç tutar.
Bu yüzden şeker, beyaz unu, hamur işi, tatlı, çikolata gibi besinlerden uzak durulmalı. Bu besinler anlık mutluluk verse de sonrasında bizi daha çok depresyona sokar.
Düzenli yaşamak kadar düzenli beslenmek de önemlidir. Günde mutlaka 3 ana öğün yapmalısınız. Uzun süre aç kalmak sizi hipoglisemiye sokar ve daha fazla sinirli olabilirsiniz.
Kısaca, her ne yapıyorsanız önce kendiniz için yapın ve severek, isteyerek yapın.