
Yeni nesil gazino konsepti adı altında, eski gazino adabıyla icra ettiği Türk Sanat Müziği eserleriyle dikkat çeken Efruze, sesinin duruluğu ile bizi güzel hatıralara götürüyor.
Yağmurlu birgünde kahvenizi yudumlayıp, radyoyu açıp Türk Sanat Müziği dinlerken o tanıdık sesi bulmak gerçekten huzur vericidir. İşte bu duygu gibi Efruze’yi dinleyince de yüzünüzde bir gülümseme beliriyor ve onun o sakin sesine kendinizi kaptırıyorsunuz. Bizde Efruze’nin Assolist albümünü dinleyince hemen onunla tanışmak ve sohbet etmek istedik. Sizde Efruze ile yaptığımız röportajımızı okurken ‘Assolist’ albümünü dinleyin ve onun o zorlamadan, narin bir şekilde icra ettiği Türk Sanat Müziği eserlerinin tadını çıkarın.
Biraz sizi tanıyabilir miyiz? Müzikle ilk tanışıklığınız nasıl oldu?
Çocukluğumda elime fırça alıp ayna karşısında hep şarkı söylerdim. Hatta ismim “Yıldız” olsun büyük konser salonlarında konserler vereyim istiyordum. Richard Clayderman’a hayranlığım piyanoya başlamama sebep oldu. Sonrasında çok zor kazanılan Türkiye’de çok önemli sanatçılar ve hocalar yetiştiren Avni Akyol Güzel Sanatlar Lisesi’nde okudum. Orada da hayatıma viyola girdi.
Yaylı saz çalmanın Türk Müziği yorumlamam da çok olumlu etkisi olduğunu düşünüyorum. Liseden mezun olduktan sonra her sene 6 -7 öğrenci kabul eden İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Opera Bölümü sınavlarını kazanmamla, benim için büyük bir tutkuya dönüşen operaya başladım.
Konservatuvar yıllarım benim için en unutulmaz yıllardı diyebilirim. Daha ikinci sınıfta iken operalarda oynamaya başladım ve daha 19 yaşında iken ilk başrolüm Saraydan Kız Kaçırma Operası’nda Blonde rolünü seslendirdim. Sonrasında yine hala okuyorken İstanbul Operası’nda görev almaya başladım ve birçok oyunda başrol oynadım. Eş zamanlı olarak Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda solist olarak birçok operada, operet de müzikalde başroller oynadım. Senfoni orkestraları ile konserler verdim.

Kariyer olarak müziği nasıl seçtiniz?
Lise yıllarımdan beri müzik vücudumun bir uzantısı gibi hep benimle, hep hayatımdaydı. Seçmedim aslında müzik benim bir parçam oldu.
Sesiniz çok güzel. Türk Sanat Müziği, şu anda özellikle genç nesil için pek tercih edilen, pek popüler olmayan bir müzik türü. Siz neden Türk Sanat Müziği icra etmeyi tercih ettiniz?
Bir şarkıcı olarak en zor seviye olan opera söyleyerek başladım ses eğitimi almaya. Türk Sanat Müziği ise bir proje olarak karşıma çıktı. Yeni nesil gazino konsepti altında, gerçekten eski gazino adabıyla yaptığımız sayısız konserden sonra Türk Sanat Müziği söylemekten büyük keyif almaya başladım. Sonra tüm kalbimden geçen eserleri böyle bir albümde toplamaya karar verdim.
ŞARKILARI SEÇMEK ZOR OLDU
Bu albüme parçaları neye göre seçtiniz? Neden özellikle bu şarkılar?
Albüme şarkı seçmek gerçekten çok zor oldu. Sahnede söylediğim yüzlerce eser arasından sadece 11 tane eser seçmek çok zamanımı aldı. Bu eserleri seçerken öncelikle söylemeyi gerçekten çok sevdiğim ve sahnede söyledigim zaman en güzel tepkileri alan eserleri derledim.
Albümünüzü dinlemek için ofiste açtım. Bir şarkı sonrası arkadaşlarım “Çalmaya devam et” dediler. İlk şarkıdan sonra hepisinin yorumu şu oldu: “ Çok temiz, düzgün ve duru söylenmiş.” Gerçekten de dinledikçe dinleyesimiz geldi. Genelde Türk Sanat Müziği eserleri farklı şekillerde yorumlanır. Siz neden böyle ‘sade’ söylemeyi tercih ettiniz?
Türk Sanat Müziği, aslında notalarına çok bağlı kalınarak icra edilen bir müzik türü değil. Ben bu albümü çıkardıktan sonra eserlerin gerçek sahipleri olan bestecilerine albümü tek tek götürüp onlarla tanıştığımda onlar da sizin gibi çok güzel yorumlar yaptılar. Benim için en kıymetli olan, keşke bu şarkılar sizden önce de bu şekilde söylenseydi yorumu oldu. Bir eseri seslendirirken önce eser sahibinin yazdıklarını dikkate almak gerekir diye düşünüyorum. Türk Sanat Müziği, arabesk ve fantazi müziklerinden çok fazla etkilenmiş ve bence özünü maalesef yitirmiş bir müzik. Ben bu albümde o en değerli özü yakalamaya çalıştım.

Albümün adı neden ‘Assolist’?
Albümdeki eserlerin hepsinin kayıt aşaması bittikten sonra Doğan Music ile görüşmelere başladık. Albümü dinleyen Samsun Demir çok beğendiğini söyledi ve bu albüme yakışır dediği “Assolist” ismini önerdi. İlk başta bana çok iddialı gelse de bu albüme yakışır bir isim olduğuna karar verdik. Şimdi de bu ismin uğurlu geldiğini düşünüyorum. İyi ki “Assolist” demişiz.
ÇEKİMLER İÇİN ARAŞTIRMA YAPTIM
Fotoğraflarınıza bakınca o eski taş plak kapaklarındaki assolistler gibisiniz gerçekten. Albümün adıyla uyumlu olması için mi böyle kostümler seçtiniz?
Opera ve müzikallerde hep kostüm giyeriz. O yüzden klip ve resimler de bir dönemi yansıtsın istedim. Fotoğraf çekim sürecimiz de çok kolay olmadı. Önce yüzlerce fotoğrafçı inceledim, sonra yüzlerce kostüm tarz ve saç modeli araştırdım. Sonunda 1950’ler 1960‘lar sahne kadınına bir gönderme yapmaya karar verdik. Ve bu fikir Sefa Gülsoy‘un yetenekli ellerine çok güzel fotoğraflara dönüştü.
Pandemi dönemi herkes için zor oldu fakat sanatçılar için daha da zor oldu. Siz bu dönemi nasıl geçiriyorsunuz?
Pandemi dönemi gerçekten zor geçiyor. Bence insanlık büyük bir sınavdan geçiyor ve bu sınav sınıf farkı tanımadan hepimiz için geçerli. Uzun zamandır evlerimizdeyiz. Modern hayatın bizden çaldığı zamanı çocuklarımıza ve ailelerimize geri verdiğimizi düşünüyorum. Bu süreçte hobilerimize, kitaplarımıza, şarkılara daha fazla zaman ayırdık. Ayrıca sevgili menajerlik firmam Pasion Turca ile bu zamanı çok güzel değerlendirdik diye düşünüyorum. Harika röportajlar, TV programları, radyo programları ve televizyon konserleri yapıyoruz. İnşallah en yakın zamanda sahnelerde de buluşuruz.
OYUNCULUĞA DÖNMEK İSTERİM
Solistliğin yanında başka projeleriniz var mı?
Evet, konservatuar yıllarımdan beri dizi ve sinema oyunculuğu da yapıyorum. Birçok dizide ve sinema filminde oynadım. Oyunculuğu gerçekten çok severek yapıyorum. Ama dizi süreleri çok uzun olduğu için ülkemizde bu meslek, bitmek bilmeyen gecesi gündüzü tatili olmayan bir çalışma hayatı demek. Ben yapı olarak düzeni çok seven bir insanım. Düzensizlik beni çok yorduğu için çalışma saatleri düzene girer ise setlere tekrar dönmek isterim.
Bildiğim kadarıyla evlisiniz ve çocuklarınız var. Bize biraz ailenizden bahseder misniz?
Aile insanın en güvenli limanı ve insanı dengede tutan bir unsur bence. Bir kadın anne olunca kendi gücünün farkına daha çok varıyor sanki. O yüzden iyi ki her gün şükür sebebim olan bir kızım ve bir oğlum var.
Çocuklarınız sizin ünlü olmanızı nasıl karşılıyor?
Beni televizyonda izlemek onlar için çok eğlenceli. Oğlumun genelde her şarkıdan sonra anne yine bu şarkıyı çok güzel söylemişsin demesi tarifsiz bir keyif. Benimle birlikte şarkılarıma eşlik etmeleri ve bu şarkılar ile büyümeleri çok kıymetli gerçekten.