MUTFAĞIN GİZLİ HAZİNELERİ – 3

gülden-köşe-6

Baklagiller vitamin ve mineraller açısından oldukça zengin, besleyici değeri yüksek besin grupları arasında yer almaktadır. Soframızda sıklıkla yer verdiğimiz baklagil serimizin bu hafta son aşamasındayız. Zeytinyağlılar içerisinde en çok yapılan kurubaklagil olan barbunya ile devam ediyoruz.

Barbunya, kırmızı ve beyaz beneklere sahip olan olgunlaşmış fasulye baklalarına verilen isimdir. Barbunya vitamin, mineral, protein ve diyet lifi açısından oldukça zengindir. A, B3, B5, B6, C vitaminleri ile demir, magnezyum, çinko, selenyum, potasyum, fosfor, kalsiyum, sodyum mineralleri bulunur. İçermiş olduğu inhibitörler nedeniyle içeriğindeki zengin besin değerinden tam olarak faydalanamayız. Bu nedenle tüm kurubaklagillere uygulanması gereken ön işlemlerin barbunyaya da uygulanması gerekmektedir.

Barbunya;

  • İçerdiği mineral ve vitaminlerle gebeler ve gebe kalmak isteyenler için oldukça faydalıdır.
  • Antioksidan maddelerce zengindir.
  • Cilt sağlığı için iyi bir besindir.
  • Sindirim sistemine yardımcı olur.
  • Sinir sistemine destek olur.
  • Kolesterole iyi gelir.
  • Kalp damar sağlığı için faydalıdır.
  • Kanserle mücadele eder.
  • Düşük glidemiks indekse sahip gıdalardandır.
  • Tüm kuru baklagillerdeki yüksek diyet lifi sayesinde tok tutar.
  • Pürin miktarı yüksek olduğu için gut hastalığında ve ürik asit yüksekliğinde tüketimi sınırlandırılır.

Börülce

Diğer adı ile karnı kara, baklagil familyası içinde yeşil ve kuru tane olarak insan gıdası, hayvan yemi, toprağı iyileştirici, toprak azotunu artıran, silaj olarak kullanılan bir bitkidir. Börülce protein, karbonhidrat, diyet lifi, tiamin, niasin, riboflavin, pridoksin ve folik asit, fosfor, demir, potasyum, magnezyum, çinko ve mangan içerir. Tazesi lutein, beta karoten, A, C, K vitaminlerini içerirken kurusu da ayrıca selenyum içerir. Börülcenin fasulye gibi yemeği de yapılabilir salata olarak da tüketilebilir. Özellikle bakliyatları salata olarak tüketmek çok daha rahat ve hafif oluyor.

Börülce içermiş olduğu vitamin ve mineraller ile vücutta;

İçerdiği diyet lifi ile sindirim sistemini destekler kabızlığı önler.

İçerdiği antioksidanlar ile kansere karşı koruyucudur.

Göz sağlığı için faydalıdır.

Kalp sağlığını korur.

Kurusu yüksek miktarda potasyum ve demir içerir.

İçerdiği vitamin ve minerallerle sinir sistemini destekler.

Hücrelerin yenilenmesini yaraların iyileşmesini sağlar.

Bakla

Bahar aylarında yetişen bakla taze fasulye görünümde olup içinde taneleri vardır. Hem kuru hem de taze olarak tüketilir. İçerdiği mineral ve vitaminler ile vücuda pek çok faydası olsa da dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. Özellikle Parkinson hastalarının baklayı tüketmeden önce doktor onayı alması gerekir. Çünkü; baklanın yeşil kabukları ve yaprakları, vücutta dopamine çevrilerek kullanılan levodopa maddesi içeriyor. 40 gram baklada yaklaşık 130 mg levodopa içerirken baklanın tanelerinde levodopa bulunmaz. Bu hastalığa sahip kişilerde taze bakla tüketimi farklı semptomlara neden olabilmektedir. Bir de favizm var. Favizm sözcüğü hassas bireylerde bakla bitkisini (Vicia faba) tüketme veya polenlerini solunum yoluyla alma sonucu ortaya çıkan hemolitik bir sendromu tanımlamak için kullanılan bir terimdir.

Bakla yüksek protein ve diyet lifi ile düşük yağ içerir. Bunların dışında baklada beta karoten, lutein, A, B1, B2, B3, B6, B9, C, K vitaminleri ile kalsiyum, magnezyum, potasyum, fosfor, selenyum, çinko ve demir minerallerini, önemli miktarda fenolik madde, fitosteroller, tokoferoller ve skualenler gibi fitokimyasallar içerir. Bu içerdiği zengin öğelerden dolayı bir çok çalışma yapılmıştır. Kabuğu soyulmuş bakla ununun buğday ununa ilave edildiği bir çalışmada, üretilen ekmeklerin protein, yağ, kalsiyum, fosfor ve demir içeriklerinin arttığı belirlenmiş. Bakla unu, buğday ununa göre daha yüksek oranda lisin ve histidin amino asidi içermektedir. Yapılan bilimsel çalışmalar bakla unu ile zenginleştirilmiş gıda ürünlerinin ya da bakla ürünlerinin diyabet, obezite, hipertansiyon ve bağırsak bozuklukları gibi hastalıkların riskini azalttığı görülmüştür.

Bakla;

İçerdiği folik asit ile gebelik öncesinde, gebelerde ve fetüs için oldukça önemlidir.

Kalp damar sağlığı için faydalı mineraller içerir.

Bağışıklık sistemini destekler.

Demir açısından zengindir.

Cilt sağlığı için faydalıdır.

Bakla tüketmeden önce bilinmesi gereken bir hastalık Favizm

Favizm, bakla zehirlenmesi ya da glukoz 6 fosfat dehidrogenaz (kısaca G6PD) enzim eksikliği olarak da adlandırılır. Hassas bireylerde bakla bitkisini (Vicia faba) tüketme veya polenlerini solunum yoluyla alma sonucu ortaya çıkan hemolitik bir sendromdur. Glukoz-6-fosfat dehidrogenaz (G6PD) enzim eksikliği en sık görülen enzim aktivitesinin ya da stabilitesinin azaldığı genetik bir hastalıktır. Glikoz-6-fosfat dehidrogenaz (G6PD) enzim eksikliği, kalıtsal hastalıklar arasında en sık görülen bir hastalıktır. G6PD eksikliği, kalıtımsal olarak anne-babadan çocuğa bir gen vasıtasıyla geçer. Lakin anne-babada bu enzim eksikliği görülmeyebilir; hastalık anne ya da babanın geninde saklıdır. Enzim bozukluğu daha çok erkek çocuklarda ortaya çıkar. Ülkemizde özellikle ilkbahar aylarında sık görülür. Favizmin belirti ve semptomları güçsüzlük, yorgunluk, beniz solgunluğu, bulantı, ateş, titreme, karın veya sırt ağrısı ve hemoglobinüridir. Bakla tüketimi ile semptomların başlangıcı arasındaki süre bazen birkaç saat içinde gerçekleşebilmektedir ve genelde 24 saatten az bir zamana inebilmektedir. Favizm, daha önce bakla tüketip hiçbir semptom ve hastalık belirtisi göstermeyen bireylerde de gözlendiği gibi, diğer bazı bireylerde ilk tüketim sonucunda da hastalık meydana gelebilmektedir. Klinik tetkike alınan hastaların idrarlarında 1-3 gün süreyle yüksek miktarda hemoglobin izlenmektedir.


Bir Cevap Yazın