MELİSA KARAN SANAT MERKEZİ MÜZİKSEVER HERKESİ SEVGİYLE KUCAKLIYOR

“Her şey bir hayalle başladı. İstedik ki sanat ile hayat iç içe olsun! Çocuklar, gençler, yetişkinler sanatla nefes alıp versinler, yaratıcılıklarını geliştirerek hayatlarına mutluluk katsınlar…” diyor Melisa Karan Sanat Merkezi’nin sahibi Melisa Karan… Bu amaç doğrultusunda A’dan Z’ye her ayrıntıyı düşünerek sanat merkezini hayatı geçirmiş. Her yaşa hitap edebilen bir eğitim sistemi olan, birebir eğitim verilen, alanında uzman eğitmenler tarafından ücretsiz olarak Sanat Danışmanlığı Hizmeti verilen merkez hakkında Melisa Karan’dan detaylı bilgi aldık.

00Piyano, Keman ve Ses Eğitimi Eğitmeni özelliklerinizin yanında bir de sanat merkezi kurucu olarak tanıyoruz sizi. Bize kendinizi tanıtır mısınız?

Müzik hayatım dokuz yaşındayken TRT Çok Sesli Çocuk Korosu’nun sınavını kazanmamla başladı. Sonrasında konservatuarda bir öğretmenden özel piyano dersleri almaya başladım ve hayatımı müzisyen olarak sürdürmeye karar verdiğim için İzmir Işılay Saygın Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’nin sınavlarına girdim. Liseyi bitirir bitirmez de Gazi Üniversitesi Müzik Öğretmenliği Bölümü’nü kazandım. Bitirdiğimde hayalim akademisyenlik yapmak olduğu için mezun olduğum sene yine Gazi Üniversitesi’nde master programına başladım. Eş zamanlı olarak Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, Bilkent Üniversitesi ve Ankara Devlet Opera ve Balesi’nden kıymetli hocalarla çalışma imkanı buldum. Çeşitli senfoni ve oda orkestraları ile solist ve orkestra elemanı olarak yurt içi ve yurt dışında konserler verdim. Suna Kan, Cihat Aşkın gibi ünlü keman virtüözlerinin master classlarına aktif olarak katıldım. Ankara Devlet Tiyatrosu’nda oyun müzikleri yaptım. 2009-2012 yılları arası ünlü müzisyen ve aranjör (Barış Manço Kurtalan Ekspres’ten) Ömür Gidel’den, piyano ve vokal alanlarında blues ve jazz eğitimi aldım. 2013 yılında ise ilk sanat merkezimizi hayata geçirdim. Bir yıl sonra, bugün İnci Vakfı Çocuk Orkestrası olarak anılan ve dezavantajlı çocuklara yönelik olarak başlattığım Bir Nota Bir Hayat Projesi’nde 3 yıl gönüllü olarak keman eğitmenliği ve proje liderliği yaptım. 2018’de mevcut binamızın yetmemesi üzerine aynı sokakta ikinci okulumuzu hayata geçirdim. West London Üniversitesi London College of Music İzmir Temsilcisi olan okulumuz Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlıdır. Uluslarası ve Milli Eğitim sertifikalar verdiğimiz kurumumuzda Müzik, Resim, Yaratıcı Drama ve Satranç alanlarında eğitim vermekteyiz.

Sanat merkezi kurma fikri nasıl çıktı?

Blues ve jazz eğitimi aldığım hocam Ömür Gidel ile bir maxi single projemiz vardı. Ancak ülkemizdeki müzik piyasasının durumunu görünce benim gözümde eşsiz müzisyenliğinin yanı sıra bir kahin olan hocam dedi ki, “Melisa, hem harika bir müzisyen hem de harika bir eğitimcisin. Sen bir okul açmalısın ve emin ol bir numara olacaksın.” Bu fikirden sonra oluşum gerçekleşmeye başladı.

Melisa Karan Sanat Merkezi bünyesinde ne gibi çalışmalar gerçekleştiriyorsunuz?

DSC_0711Enstrüman eğitimi, çocuklar ve yetişkinler için koro, solfej-kulak eğitimi ve orkestra eğitimleri, her ay bir konser ve resim sergisi, ünlü sanatçılarla konser etkinlikleri, resim, satranç ve yaratıcı drama eğitimi bölümlerimiz var. Ayrıca kurumumuz hem Milli Eğitim Bakanlığı Usta Öğretici Sertifikası hem de İzmir temsilcisi olduğumuz uluslararası bir müzik eğitimi programı olan London College of Music Sertifikaları vermekle yetkilidir.

Bugüne kadar müzisyen kimliğinizle ön plandayken şu sıralar eğitimci yanınızın ağır bastığını söyleyebilir misiniz?

Aslında ben bir müzik eğitimcisi olarak yetiştirildim ama müzisyen yanım da oldukça ağır basıyor diyebiliriz.

Sosyo-ekonomik düzeyi düşük olan çocukları topluma kazandırmak ve onları sanatla buluşturmak amacıyla gerçekleştirdiğiniz sosyal sorumluluk projelerine imza attınız. Bize bu çalışmaların detayından da bahseder misiniz?

DSC_07442014 yılının mart ayında sosyo-ekonomik düzeyi bir enstrüman sahibi olmaya ve müzik eğitimi almaya yetmeyecek düzeyde olan çocuklara destek olmak adına, gönüllülük esasına dayalı hizmet vermek amacıyla çıktık bu yola… Maestro ABREU tarafından Venezuela’nın Karakas şehrindeki bir evin garajında 11 öğrenci ile başlayan ve 40 yıldır dünyanın birçok ülkesinde uygulanan “El Sistema” çalışmalarını örnek aldık ve Bornova İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün de yönlendirmeleri doğrultusunda, pilot okul olarak seçtiğimiz Muharrem Candaş İlkokulu’ndaki 35 çocuğa, yaylı çalgılar alanında, gönüllü olarak eğitim vermeye başladık.

4 gönüllü eğitmenle pilot okulumuzda elde ettiğimiz başarıyı Türkiye’nin her iline yaymak ve ihtiyaç sahibi tüm çocukların hayatını melodiler eşliğinde olumlu yönde geliştirmek için biz zorluklar içinde çalışmalarımıza devam ederken, İnci Holding’in (İnci Akü) Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Şerife İnci Eren, projemize kol kanat gerdi ve Bir Nota Bir Hayat Projesi kocaman bir aileye sahip oldu. Projemize artık Cevdet İnci Eğitim Vakfı bünyesinde ve Bornova Belediyesi’nin katkılarıyla çok daha sağlıklı koşullarda, büyük bir heyecan ve mutlulukla devam ediyoruz. En büyük hedefimiz ise eğitim alan çocuklarımızdan senfonik bir orkestra kurup Türkiye’yi yurt dışında başarıyla temsil etmektir.

Aynı sokakta iki okul açtınız, başarınızın sırrı ne?

Biz işini ve birbirini çok seven ve birlikte çok eğlenen büyük bir aileyiz. Her zaman daha iyiyi hedeflerken, öğrenmeyi hiç bırakmıyoruz… Başarımızın sırrı bu diyebilirim.

Özellikle çocukların küçük yaşlardan itibaren sanatla tanışması hayatlarında ne gibi katkılar sağlıyor? MKSM’de çocuklar için hangi eğitimler veriliyor ve yaş sınırı var mıdır?

3 yaş itibariyle resim ve müzik gibi iki önemli disiplini içeren Erken Sanat Eğitimi ile başlıyoruz. Bu eğitim modelinde çocukların renkleri kullanmakla ilgili algıları oluşuyor, motor becerileri gelişiyor, sesleri, enstrümanları, notaları tanııyorlar. Eş zamanlı olarak da ritmik ve melodik alt yapıları gelişiyor ve sonrasında da hangi sanat dalına daha çok eğimli olduklarını keşfediyoruz. Enstürman eğitimlerimiz 4, Resim, Yaratıcı Drama ve Satranç eğitimlerimiz ise 5 yaş itibariyle başlıyor. Yaş sınırımız yok, 75 yaşında torunuyla birlikte piyano eğitimi alan bir anneannemiz bile var.

MKSM’de sanat eğitimi almış çocuklarda gelişim açısından ne gibi farklılıklar ve kazanımlara şahit oluyorsunuz?

Her şeyden önce özgüvenleri artıyor çünkü bizim işimizin yarısı sahnede… Koro, Orkestra, Yaratıcı Drama gibi toplu dersler de takım çalışmalarını güçlendiriyor. Özellikle enstürman eğitimi beynin iki lobunu aynı anda çalıştırdığı için hem sosyal hem de matematiksel zekaları gelişiyor çocukların. Öğrencilerimizin okullarındaki eğitmenlerinden onların dersleriyle alakalı hemen hemen her gün teşekkür telefonu alıyoruz.

MKSM profesyonel kadrosuyla da öne çıkıyor. Bize ekibinizden söz eder misiniz?melisa karan ek

Eğitmenlerimizi iç huzuru ve motivasyonu yüksek, gerçekten işini severek yapan kişilerden seçiyorum. Elbette alanlarında başarılı olmaları da ayrı bir kriter. Ama çalmak ve öğretmek bambaşka konular. Halkla ilişkiler birimimiz de yıllarca ev hanımlığı yapmış ama zeka seviyesi çok yüksek 3 hanımdan oluşuyor. Onları seçtim çünkü kendimizi evimizde hissetmemize sebep olurken büyük bir özveriyle çalışıp evimize gelen herkesi sevgiyle kucaklıyorlar. Asistanım Aslı, yıllarca kitap çevirmenliği yapmış son derece naif, çalışkan ve entellektüel biridir. Çözüm odaklı ve sevgi dolu olması en sevdiğim özelliği… Ve babam.. O, evimizin babası, amcası, dedesi, kısacası her şeyi… Hayatta en çok sevdiği şey çocuklarla oyunlar oynamak.. Hatta onun için oyun saati bile düzenledik. O iyi ki var.

Sanat eğitimi almak isteyen ancak hangi branşla nereden başlayacağını bilemeyen okurlarımıza bu konuda neler önerirsiniz?

Biz hiç bir kaydı telefonla almıyoruz. Mutlaka yüz yüze ve özellikle eğitimi alacak olan kişiyle görüşüyoruz. Küçük yaşlarda çocuğun isteğiyle ailenin isteği örtüşmeyebiliyor. Kişi sevdiği ve ruhuna uygun olan branşta başarılı olabilir. Bir çok meslektaşımın aksine eğitime piyanodan başlama zorunluluğu olduğunu düşünmüyorum. O nedenle aileler çocuklarını, yetişkinler de iç seslerini dinlesinler ve uzman kişilerden mutlaka bir değerlendirme alsınlar. Başlangıç ne kadar doğru yerde, doğru zamanda ve doğru kişiyle olursa sonuç da o kadar iyi oluyor. Bu konuyla ilgili ocak ayında okulumuzda halka açık ücretsiz bir seminer düzenleyeceğim.


Bir Cevap Yazın