“Bilgi sahibi olmayan, başlarına bir sorun geldiğinde nasıl baş edeceğini bilmeyen kişilere daha ucuz olduğu için işlem yaptırmayın…”

Güzel ve orantılı bir yüze sahip olmayı hepimiz istiyoruz. Bunun en önemli noktala-rından biri ise yüze orantılı bir burun… Pek çok kişi bu konudan muzdarip olmalı ki son yıllarda, özellikle rinoplasti operasyonlarında bir artış söz konusu… Ancak bu işlemin ehil ellerde ve uzman kişilerce yapılması şart. Bu konuda İzmir’de akla gelen ilk isimlerden biri olan Kulak Burun Boğaz Uzmanı ve Burun Estetik Cerrahı Op. Dr. Sezgin Öztürk ile bir röportaj yaptık. Öztürk, değerli çalışmalarını ve dikkat edilmesi gereken noktaları bizimle paylaştı…

Sizi yakından tanıyoruz ama okuyucularımız için kendinizden biraz bahseder misiniz?

Bulgaristan doğumluyum. 1989 yılında 16 yaşındayken ailemle birlikte İzmir’e geldik. Liseyi burada bitirdim, ardından Ege Üniver-sitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldum. O zamanki Yeşilyurt Eğitim Hastanesi’nde kulak burun boğaz uzmanı olarak göreve başladım. Meslek hayatımda yirminci yıldayım.

Kliniğinizde gerçekleştirdiğiniz çalışmalardan söz eder misiniz?

Kliniğimiz üç yıl önce hayata geçti. KBB ile tüm hastalıkların tanı, tedavisi ve ameliyatları, tiroit, guatr, bademcik, geniz eti, kulak zarı ameliyatı ve rinoplasti yapıyoruz. Uzun yıllar önce, estetik alanına ilgi duymaya başladım ve zaman içinde kendimi bu alanının içinde buldum. Sadece burun estetiği bile çok geniş bir alan aslına bakarsanız. Tüm bunların haricinde klinikte dermokozmetik uygulamalar da yapıyoruz.

Burun ameliyatları sıklıkla gerçekleştirdiğiniz işlemlerden. Size elinde bir fotoğrafla gelen ve burnunu yaptırmak isteyen hastalara bir hekim olarak nasıl yaklaşıyorsunuz, öncelikleriniz neler?

Evet, bazen böyle hastalarla karşılaşıyorum. Elbette önce hastanın istek ve beklentilerini dinliyor, yüzünü ve burnunu inceli-yorum. Fotoğrafta-ki kişilerin yüzleri genelde altın orana uygun oluyor. Bu bütünlük çok önemli. Öyle ki bazen fotoğraftaki kişinin burnu güzel bile olmuyor. İşte tüm bunlarla ilgili danışan hastaya bilgi veriyorum. Daha sonra burun üzerinde uzlaştığımızda bile sonucun farklı olabileceğini hastaya anlatıyoruz. Burada bir etken daha var. Hastanın yüz ve yapısı cilt yapısının uygunluğu… Has-talar kimi zaman aşırı değişikliklik talebinde bulunuyorlar. Genel olarak bizim yapabileceğimiz şeylerle bu istekleri birleştirerek bir sonuç elde ediyoruz. Sonuç olarak şunu söyleyebilirim; güzel bir burun yüzünüze uygun olandır.

Mesleğe ilk başladığınız yıllardan beri burun ameliyatlarındaki gelişmeler nasıl?

İnsanlar yüzlerinde hiç bir ağrı, şişlik ve kesi olmasını istemiyorlar. Günümüzde teknolojiden ziyade bilgi ve tecrübeler de arttı, anestezi şekilleri değişti. Ameliyatlar artık daha hızlı yapılıyor. Ben ameliyat esnasında ve sonrasında mutlaka buz uygulaması yapıyorum.Kısa ameliyat süreleri, iyi teknoloji, tecrübe ve az kanamayla az şişlik ve iyi sonuçlar elde ediyoruz.

Yüz ifadelerinin doğal kalması nelere bağlı? Bu konuda nelere dikkat ediyorsunuz?

Yüz ifadesine orantılı burunlar yapmak çok önemli. Kişinin yüzü uzunsa kısa burun, yüzü inceyse kalın burun uygun olmaz. Bu işin klasik bir formülü yok, yıllar içinde el alış-kanlığı, göz zevki gelişiyor. Zamanla talepler de sizi şekillendirir hale geliyor. Burun ameliyatlarıyla ilgili algılar da değişti tabii… Artık hastalar genelde doğal ve yapılmış gibi görünmeyen burunlar istiyorlar. Sokakta gördüğünüz ama burnunun yapılmış olduğunu anlamadığınız pek çok insan var. Dediğim gibi, talepler de doğallıktan yana. Ancak hastanın istekleri doğallıktan uzaksa bence bu hastalarda isteğin neler olduğuna ve bu talebin nasıl doğduğuna bakmak lazım. Belki de derinlemesine bir psikolojik araştırma yapmak lazım. Bu durumun pek çok nedeni var; yüzde 60-70’i psikolojik kaynaklı. Bazıları psikoterapiyle halledilebilir. Yetiştirilme tarzı da bu noktada çok önemli. Travmalar hangi yönde gelişiyorsa yaş ilerlediğinde o yönde ortaya çıkıyor. Kişiler güzelleştikçe onaylanacağını ve daha çok sevileceğini düşünüyor. Bu noktada insan faktörü çok önemli. Hangi türde operasyon olursa olsun, hastanın takibi iyi yapılmalı, hasta kendi başına bırakılmamalı, hasta-doktor ilişkisi zedelenmemeli…

Kadınlar mı yoksa erkekler mi daha çok estetik yaptırıyor?

Yüzde 75 oranında kadınların olduğunu söyleyebilirim. Yüzde 25 ise erkekler… Ancak eskiden erkekler yüzde 10 oranındaysa da bu rakamın yüzde 20 olması yüzde yüzlük bir artış olduğunu gösterir. Erkekler yoğun olarak saç ekimi ve burun estetiği tercih ediyorlar.

Burun tasarlarken 3 boyutlu simülasyon mu kullanıyorsunuz?

Hayır, ben kullanmıyorum. Çünkü hastayı ikna etmek için kullanılmasını doğru bulmuyorum. Simülasyondaki görüntüyü hastaya garanti edemezsiniz.

Ameliyatsız burun estetiği hakkında neler söylersiniz?

Ameliyatsız burun estetiği bilinenin aksine nadir ve az sayıda kişiye yapılabilir. Ancak tam aksi yönde bir algı var. Ameliyatsız burun estetiği basit tek bir dikiş kullanarak ya da dolguyla küçük eksiklikleri gidere-bileceğiniz bir işlemdir. Ameliyatın yerini tutmaz. Bu şekilde burnu biraz gerdirirsiniz, daha önce ameliyat olmuş ve çöküntü meydana gelmiş hastalarda çöküntüyü giderebilirisiniz. Yani ufak sorunları olan kişilerde tamamlamaya yönelik bir uygulamadır; yüksekliği azaltmaya yönelik bir işlem değildir. Bizim yaptığımız ise daha çok burun küçültmesidir aslında… Altını çizmek istediğim çok önemli bir konu daha var; o da merdiven altı uygulamaları… Bilgi sahibi olmayan, başlarına bir sorun geldiğinde nasıl baş edeceğini bilmeyen kişilere daha ucuz olduğu için işlem yaptırmayın.

Yaz aylarındaki uygulamalar konusunda dikkat edilmesi gereken noktalar neler?

Aslında yaz mevsiminin getirdiği, cerrahiyle ilgili olumlu ya da olumsuz fazla şey yok. Yazın da pek çok uygulama yapıyoruz. Fakat güneş ışınlarına maruz kalacak kesi yerlerinin lekelenme riski söz konusu olduğundan ve deniz, havuz faktörleri nedeniyle çok tercih edilmiyor. Operasyon gerçekleşmişse de koruyucu önlemler alıyoruz. Yaz aylarında özellikle yurt dışından hastalar geliyor. Bu hastalar ameliyatlar sonrasında evlerine dönecekleri için sağlıklı iletişimin devam etmesi, kontrollerin yapılması çok önemli.

Yoğun iş temponuzun yanı sıra özel hobileriniz de var, bunlardan da söz eder misiniz?

Herkesin sosyal bir yanı olmalı, ne iş yaparsa yapsın. Sonuçta yaratıcılık gerektiren bir iş yapıyoruz. Hep aynı işi yapa yapa insan körelebilir. Ben sporu çok seviyorum. Bisiklet binmeye çalışıyorum, yaz aylarında ise yüzüyorum. Fotoğrafçılık büyük tutkum ve bisikletle ikisini kombine edebiliyorum.