İNŞAAT MÜHENDİSİ EYLEM ULUTAŞ AYATAR: “BİR İSTİHDAMDA KIŞİNİN TERCİH SEBEBİ CİNSİYETİ OLMAMALI…”

05

İnşaat Mühendisi Eylem Ulutaş Ayatar, erkek mesleği olarak görülen bir mesleği uzun zamandır başarıyla sürdürüyor. Üstelik, ’inşaat mühendisliği erkek mesleğidir’ düşüncesini yıkmak için de elinden geleni yapıyor. Çünkü bu düşüncenin sağlam bir temeli olmadığına inanıyor. Bu sayımızda Diva’ya konuk olan Eylem Ulutaş Ayatar ile bir kadın olarak bu mesleğin artılarını ve eksilerini, hedeflerini, projelerini konuştuk.

Söyleşimize sizi yakından tanımakla başlayalım. Kendinizden, eğitiminizden ve çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
2001 yılında Ege Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldum. Bir dönem şantiye şefliği yaptım. Ardından yüklenici olarak çalıştım. 2006 yılından itibaren İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’nde 2 yıl örgütlenme sekreterliği, 11 yıl şube sekreterliği görevlerinde bulundum.

Şubat ayında yapılan seçimle başkan seçildiniz ve İMO İzmir Şubesi tarihindeki ilk kadın başkan oldunuz. Bu konuda neler söylersiniz?
Bahsettiğim gibi, uzun süredir şubemizde görev yapıyordum. Birçok kadın meslektaşım gibi emeğin içindeydim. Ama bu dönem şubemizde bir ilk yaşandı.
1954 yılından bu yana kamu yararını gözeterek hareket eden bir meslek örgütünde başkanlık yapıyor olmak zaten onurlu bir görev ama şubemizin ilk kadın başkanı olmak ayrı bir mutluluk ve gurur kaynağı benim için.

İlk kadın başkan olarak, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne ilişkin neler söylersiniz?
8 Mart’ı bir simge olarak görüyorum. Çalışma koşullarının zorluğunun ve ‘eşit işe eşit ücret’ taleplerinin dile getirildiği bir mücadelenin simgesi. Aslında bu talepler halen geçerliliğini koruyor. Bunun yanında her gün kadına yönelik şiddetin, kadın cinayetlerinin konuşulduğu günümüzde, bu mücadelenin önemini daha net görebiliyoruz.

Erkek mesleği olarak görülen inşaat mühendisliğinde kadınların cinsiyet eşitsizliği yaşadığını düşünüyor musunuz?
“Erkek” mesleği kavramı gerçekten sorgulanması gereken bir kavram. Toplumun erkek ve kadına biçtiği rollerin getirdiği bir sonuç bence. Kadın evde, erkek sokakta… Sektörümüzde de şantiyede erkek, ofiste kadın çalışır gibi yaygın bir görüş var. Düşünün; aynı puanı, aynı eğitimi, aynı diplomayı aldık ama çalışacağımız alan ile ilgili önümüzde bir bariyer var. Ama size söyleyeyim; yüklensen yıkılacak olan bir bariyer, çünkü sağlam bir temeli yok. Hiçbir bilimsel veri yoktur ki, bir mesleği “erkek” diğer mesleği “kadın” mesleği yapsın.

Sizi bu mesleği seçmeye iten neydi?
Fen-Matematik alanından mezun oldum. Dolayısıyla önümde mühendislik ve tıp seçenekleri vardı. Dersanedeki öğretmenlerimden biri “Kadınlar inşaat mühendisliğinde zorlanır” demişti. Belki de bu nedenle tercihlerimi tıp fakültesi üzerinde yoğunlaştırmıştım. Ama son gece tıp okumak istemediğimi düşündüm ve abimin de beni cesaretlendirmesiyle inşaat mühendisliğini yazdım.

Kadınlar bu mesleği neden tercih etmiyor sizce?
Şantiyede çalışmak zor gibi gösteriliyor ama bunun gerçekle ilgisi yok. Her mesleğin kendine göre zor ve kolay yanları var. Bir de iş bulmada daha da zorlanıyor kadın mühendisler, bu nedenle de tercih etmiyor olabilirler. Bir istihdamda kişinin işe yatkınlığı, deneyimi, becerisi ve kişiliği tercih sebebi olabilir ama cinsiyeti olmamalı. Ama bu konudaki farkındalık artıyor kadınlarda, bu nedenle oransal anlamda kadın öğrencilerimizin arttığını söyleyebilirim.

Bu noktada siz, mesleki hayatınızda farklı zorluk ve ön yargılarla karşılaştınız mı?
Elbette. Benden önce aynı pozisyonda çalışan ve işini devraldığım erkek meslektaşıma bir süre sonra, “Sana mühendis olup olmadığını sordular mı hiç?” diye sorduğumu hatırlıyorum. Aldığım cevabı söylememe gerek var mı? Ona sorulmayan bir soru bana yöneltilmişti. Ama ben hiç ön yargı ile karşılaşmamış da olabilirdim, böyle olsaydı da bu ayrımcılığı diğer kadınların yaşamadığı anlamına gelmezdi. Birçok kadın meslektaşım bu durumdan şikayetçi. Bu nedenle, kadınlar olarak böyle bir ayrımcılık var diyorsak, bunu yaşadığımız için dile getiriyoruz. Bu konuda farkındalığı geliştirmenin önemli olduğunu düşünüyorum.

İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Üyeleri’nin hayata geçirdiği ‘Beyaz Baretli Kadınlar’ projesinde yer aldığınız biliyoruz. Bu projenin detaylarından bahseder misiniz?
İstatiksel bir bilgi ile başlayayım. Şubemize kayıtlı kadın üyelerimizin oranı % 10 mertebesindeyken iş arayan üyelerimizde bu oran % 30’a çıkıyor. Bu durum bize krizde ilk elenenin kadın meslektaşlarımızın olduğunu gösteriyor. Bölümü seçerken, okurken hangi alanda çalışacağına karar verirken hep bir engel vardı önümüzde. Şubemizde oluşturulan kadın komisyonunda yapılan toplantılarda, yaşadığımız sorunları halen okuyan kadın öğrencilerimizin yaşamaması için “Beyaz Baretli Kadınlar” (BBK) projesini başlattık.

İlerleyen dönemlerde sektörünüzde kadınların bu mesleği seçmesine ve çalışmalarına yönelik farklı projeler gerçekleştirmeyi düşünüyor musunuz?
BBK projesiyle öğrencilerimiz hem teknik hem de toplumsal cinsiyet eşitliğine dair eğitimler alıyorlar. Aynı zamanda uyguladığımız mentorlük sistemiyle kendisine yol arkadaşlığı edecek bir kadın meslektaşı hep yanında. Biz pilot olarak, sınırlı sayıda kalarak başlattık bu projeyi.
Yaptığımız üye ziyaretlerinde kadın meslektaşlarımızın bu projeye sahip çıktıklarını gördük, mentör olarak ya da uzman havuzunda görev almak isteyen birçok kadın meslektaşım var. Bu, projeden faydalanacak öğrenci sayısının artması demek. Dolayısıyla, kadınların bu noktada farkındalığın artacağına, bu projenin mesleğin tercih edilmesi noktasında da faydası olacağını düşünüyorum.

Görev sürenizde hayata geçireceğiniz çalışmalar neler olacak?
Aslında birçok konu var hedeflediğimiz ama en önemli sorun işsizlik. Ekonomik krizin etkilerini çok net olarak görüyoruz. İnşaat Mühendisleri Odası olarak istihdam yaratamayız elbet ama iş potansiyelini araştırabiliriz dedik. Bu konuda yüzümüzü yurt dışına çevirme gibi bir hedefimiz var. Oradaki iş potansiyelini araştırmak ve üyelerimizi yönlendirmek… İnşaat mühendisliğinin bir çok uzmanlık alanı var, meslektaşlarımızın bu alanlarına yönelmelerini sağlamak da bir başka hedeimiz. Biliyorsunuz, aktif fay hatlarının üzerinde yaşıyoruz. Çok net olarak bildiğimiz şey, deprem olacak. Bunun vadesi bir öngörü yaratabilir bize ama çok da bir önemi yok. Asıl olan yapılarımızın güvenliği, ne derece hazırız depreme bunu görmek… Bu nedenle, ilimizde yapı envanterinin çıkartılması konusunu önemsiyoruz. Bu konu da hep gündemimizde olacak.

Özellikle genç mühendis adaylarına neler söylersiniz?
İnşaat mühendisleri hayatın her alanında var. Bir çok uzmanlık alanımız var; Yapı, Geoteknik, Hidrolik ve Su Kaynakları, Ulaştırma, Yapı Malzemeleri, Yapı İşletmesi, Kıyı-Liman… Çalışma alanlarımız da çok geniş; proje, şantiye, yapı denetim, danışmanlık, laboratuvar gibi…Genç meslektaşlarıma bunları araştırmalarını ve kendilerine uygun gördükleri alanı seçmelerini öneririm. Ekonomik krizin yarattığı işsizlik elbet bir umutsuzluk yaratıyor onlarda biliyorum. Ama unutmasınlar “Hayat umutsuzluktan umut yaratmaktır” aynı zamanda. Sevgiyle kalın.


Bir Cevap Yazın