GÖZALTI IŞIK DOLGUSU

Işık dolgusu hakkında en çok merak edilenler

Işık dolgusu yönteminde kullanılan bu bileşim içerisinde hyalüronik asit ile birlikte çok sayıda antioksidan, aminoasit, mineral ve vitamin bulunur.Işık dolgusu yöntemlerinin temel amacı cildin sönük görünümünden kurtarılmasıdır. Yöntem uygulama teknikleri sayesinde cildin ışığı yansıtma yetisini geri kazandırır ve kişilerin kozmetik olarak daha sağlıklı bir görünüme sahip olmasını sağlar. Yüzümüzde özellikle gözaltlarımızın zamanla ışığı yansıtma kapasitesini kaybettiği görülür. Bu durumda yüzümüzde bir bölüm çökmüş ve kararmış görünmeye başlayacaktır. Bu türden cilt sorunlarında çözüm olarak karşımıza en iyi yöntemlerden birisi olan ışık dolgusunda dolgu ve mezoterapi yöntemleri bir arada kullanılmaktadır.

Işık dolgusunda kullanılan hyalüronik asit nedir?

Hyalüronik asit vücudumuzda doğal olarak bulunan maddelerdendir. Bu madde kişiler yaşlandıkça vücut içerisinde azalmaya başlar. Bu tür durumlarda da hyalüronik asit eksikliğinden kaynaklı kozmetik kusurların oluştuğunu söyleyebiliriz. Hyalüronik asit vücut içerisinde özellikle eklemler olmak üzere kaslar ve kemiklerde bulunan, kemikler ve eklemler arasındaki kayganlığı sağlayan maddedir. Bu madde aslında bir polisakkarit, yani bir şekerdir. Hyalüronik asidin diğer doğal olmayan şekerlerle de karıştırılmaması gerekir. Bu bileşim uygulandığı bölgede uzun süre kendini muhafa-za etme özelliğine sahiptir. Hyalüronik asit kendi hacminden çok daha fazla miktarda suyu içerisinde barındırmaktadır.

Işık dolgusu ne kadar başarılı bir yöntemdir?

Işık dolgusu yönteminde, cildin zamanla kaybettiği bileşenlere yeniden kavuşması söz konusudur. Cildimizin ihtiyaç duyduğu aminoasitler, antioksidanlar ve mineralleri içeren hyalüronik asit, hem vücudumuz tarafından üretilen hem de dışarıdan besinlerle alınabilen bir maddedir. Fakat yaşlandıkça bu bileşenleri üretme kapasitemizi kaybetmeye başlarız. Bu durumda da, besinlerden aldığımız hyalüronik asitler yetersiz kalmakta ve cilt sağlıklı görünümünü kaybetmektedir. Hyalüronik asidin yaşlanmanın cildimize olan olumsuz etkilerine karşı dışarıdan dolgusu yöntemleriyle uygulanmasının ise kişilerin genç görünümlerini geri kazanmalarında en etkili yöntem olduğunu görülmüştür. Hyalüronik asit eksikliğinden kaynaklanan ve ciltte meydana gelen kırışıklıklar ve kuruluk gibi olumsuz etkiler ışık dolgusu yöntemiyle dışarıdan cilde hyalüronik asit ve mezoterapi maddeleri verilmesi ve yeniden yapılandırma sürecine girilmesiyle giderilmektedir.

Işık dolgusunun uygulandığı bölgeler hangileridir?

Işık dolgusu özellikle göz çevresinde uygulanmakla beraber, yüz, boyun kırışıklıkları, el sırtı ve meme bölgesinde uygulanan formları da vardır.

Yöntemin göz çevresine faydaları nelerdir?

En temel faydasının göz çevresindeki kırışıklıkları gidermek, morlukları gidermek, ışıltılı görünümünü kaybetmiş göz çukuruna eski görünümünü geri kazandırmak olduğunu söyleyebiliriz. Işık dolgusu yöntemi ayrıca, gözlerdeki şişliklerin ve halkaların da giderilmesini sağlayarak, kişilerin genç görünümlerine tekrardan kavuşmasını sağlayan bir yöntemdir. İnsan yüzünde genç görünümün sağlan-masında temel bölümlerden birisinin göz ve göz altı bölgeleridir. Kişilerin yaşlı görünümlerinde göz kenarlarındaki kırışık-lıkların da büyük etkisinin olduğunu, bu kırışıklıkların ise ışık dolgusu yöntemi ile giderilebileceğini de belirtelim.

Işık dolgusunu hangi sıklıkta yaptırmak gerekir ve etki süresi ne kadardır?

Işık dolgusunun diğer dolgu yöntemlerine ve ameliyatsız estetik tedavilere oranla daha uzun sürelerle etkili olduğunu söyleyebiliriz. Kişilerin genetik, yaş, cinsiyet, ırk gibi özelliklerine bağlı olarak göz çevresinde uygulanan ışık dolgusu yönteminin etki süresi de değişmektedir. Genelde 1 yıl ila 1.5 yıl gibi sürelerle etkili olan ışık dolgusu yöntemleri, bazı kişilerde 2 yıla kadar etkisini koruyabilmektedir.

Işık dolgusu yaptırmadan önce dikkat edilmesi gerekenler?

Estetik operasyonların tümünde dikkat edilmesi gereken ortak kriterler vardır. Işık dolgusu yönteminin ameliyatsız bir yöntem olması nedeniyle kriterlerin bu yöntemde biraz daha azaldığını söyleyebiliriz. Uygu-lamadan önce kişilerin kanlarını sulandıracak besinlerden uzak durmaları gerekir. Bu türden maddelere bazı yiyecekler, ilaçlar ve vitaminler örnek gösterilebilir. Aksi takdirde operasyon sonrası kişilerin yüzle-rinde şişlikler ve morluklar oluşabilir.


Bir Cevap Yazın