Çocuklarda Kaygı Bozukluğu

IMG-20220117-WA0009 kopya

Kaygı bozukluğu, çocukluk çağında en sık görülen ruhsal bozukluklar içinde birinci sırada gelmektedir.

Fizyolojik, duygusal, bilişsel ve davranışsal etkilerinden ötürü kaygı bozukluğunun tüm tipleri, çocukların işlevselliğini oldukça olumsuz etkilemekte ve tedavi edilmediği takdirde özellikle aile, arkadaş ve okul alanlarında olumsuz sonuçlar doğurmaktadır.

Yaygın kaygı bozukluğu olan çocuklar sürekli huzursuz, kaygılı, gergin, çabuk öfkelenen, sinirlenen, bir türlü rahat olamayan veya rahatlatılamayan çocuklardır. Bu çocuklar hemen herşeyi kafaya takan, aşırı alıngan ve kaygılı çocuklardır. Gündelik yaşamdaki sıradan olaylar veya haberlerde karşılaştığı bir kaza haberi bile onları kaygılandırıp huzursuz edebilir. Yaygın kaygı bozukluğu olan çocuklar kendilerinin, ailelerinin ve hatta arkadaşlarının güvenliği, sağlığı gibi konularda aşırı duyarlı ve kendilerinden beklenilenin üzerinde sorumluluk sahibi gibi davranırlar. Bu tür çocuklar aslında bu kaygılı kişilik özelliklerinden dolayı sıklıkla çevreleri tarafından olgun, yaşından büyük davranan, mükemmeliyetçi çocuklar olarak tanımlanırlar. Bu tür düşünce ve yaklaşımlar sıklıkla bu çocukların kaygılı kişilik özelliklerinin aile ve çevre tarafından pekiştirilmesine yol açmaktadır. Yaygın kaygı bozukluğu olan çocuklarda uyku ve dikkat bozuklukları, baş ağrısı, karın ağrısı gibi değişik bedensel şikayetler de sıklıkla görülmektedir. Yaygın kaygı bozukluğu olan çocuklar aile içi ve sosyal ilişkilerde, gündelik yaşamda önemli zorluklar yaşarlar ve hayat zamanla bu çocuklar için çekilemez bir yük halini alabilir.

Mutlu şanslı çocuklar bile, etraflarındaki dünyayı daha iyi anladıkları ve kontrollerinin ne kadar olmadığını fark ettikleri için 7 veya 8 yaşına girdiklerinde daha fazla endişe etme eğilimindedirler. Bu yaşta, yatağın altındaki canavardan endişe duymaktan, gerçek bir felaketin gelmesine dair gerçek bir kaygı vardır.

Normal endişe ve anksiyete bozukluğu arasındaki fark şiddettir. Küçük bir çocuk endişelerinin gerçekçi olmadığını veya abartılı olduğunu fark etmeyebilir ve onları sadece davranış yoluyla ifade edebilir. Örneğin, bir ebeveyne bir şey olabileceğinden endişe duyuyorsa, ayrılmak ya da uykuya dalmakta güçlük çekebilir.

Çocuğunuzun korkularıyla yüzleşmesine yardımcı olun. Tüm ebeveynler içgüdüsel olarak çocuklarını korumak ve rahatlatmak ister; örneğin bir köpek her yürüdüğünde çocuğunuz histerik bir şekilde çığlık atarsa, onu köpeklerden uzak tutmaya çalışabilirsiniz. Ancak, bunu yapmak kısa vadede işleri kolaylaştırabilir, ancak korkusunu pekiştirir.  Bunun yerine, korkuyla yüzleşmesi ve onu yönetmek için becerileri üzerinde çalışması gerekir. Çocuğunuzun köpekleri uzaktan izlemek ve daha sonra tasmalı bir köpek yavrusu sevmek gibi küçük adımlar atmasına yardımcı olabilirsiniz.

Endişeye neyin sebep olduğunu bulun. Çocuğunuzu endişeli durumlarda güvence altına almadan önce özellikle endişe duyduğunu öğrenin. Yeni bir şehirde okula başlama konusunda endişeli olan bir çocuğu düşünün . Onun özel endişesini anlamak için, “Ne olacağını düşünüyorsun?” diye sorun. O zaman ikinizin korkusunu hafifletmek için önceden yapabileceği birkaç şey düşünün.

Çocuklarınıza nasıl hissettiklerini paylaşmayı ve nefes egzersizlerini öğretmek iyi bir başlangıçtır, ama kendini tekrarlayan endişe döngüsünden çıkmaları için zihinlerini dağıtmayı bilmek de oldukça önemlidir. Belirli bir problem üzerinde odaklandıkları sürece, rasyonel düşünemeyeceklerdir. Onlara ilginç ve rahatlatıcı bir konuma doğru zihinsel yolculuklarında eşlik edin. Kendilerini hangi şartlar altında daha rahat ve sakin hissettiklerini öğrenin ve bu koşullara ulaşmalarını sağlayın. Hayal gücünün görkeminden faydalanmaktan çekinmeyin.

Açık havada oyun oynayarak geçirilen zaman, beyindeki kortizol hormonunu azalttığı için çocuklarda stresi ve kaygıyı da azalttığı düşünülüyor. İngiltere’de yapılan yeni bir araştırmaya göre doğal bir açık hava ortamında yapılan beş dakikalık bir egzersiz bile küçük çocukların öz-saygısını, mental sağlığını ve mutluluğunu artırabiliyor.


Bir Cevap Yazın