
Glutatyon tedavisi: Sağlıklı kalmak, günlük performansınızı artırmak, hastalıkları önlemek ve yaşlanmanın etkilerinden korunmak, bağışıklık işlevi ve enflamasyonun kontrolü için glutatyon seviyeleri yüksek tutulmalıdır. Araştırmalar yüksek glutatyon düzeyinin kas hasarını azalttığını, kasların iyileşme süresini kısalttığını, kas kuvveti ve dayanıklılığını artırdığını, metabolizmayı yağ depolamak yerine kas yapımına kaydırdığını göstermektedir.
Glutatyon, sağlıklı kalmak ve hastalıktan korunmak için en önemli moleküllerden biridir. Yaşlanma, kanser, kalp damar hastalıkları, bunama (demans) ve birçok kronik dejeneratif hastalığın önlenmesinde temel öneme sahip glutatyon, sistein, glisin ve glutamin aminoasitlerinden oluşur. Zamanla veya çeşitli durumlarla vücudumuzda azalan glutatyonu dışardan takviye almak tekrar bedenimizde hücresel yenilenmeye olanak sağlar. Glutatyon, vücudun enfeksiyonları ve hastalıkların önlemesinde ve hastalıklarla savaşmasına izin veren en önemli hücresel savunmadır. Glutatyon, bağışıklık tepkisi, DNA onarımı ve ilaçları, kimyasalları, radyasyonu, metabolik atıkları nötralize eden, virüsleri, bakterileri yok eden ve çevremizde giderek artan toksinleri ve kanserojenleri azaltan detoksifikasyon sürecinde önemli roller oynar. Bağışıklık sistemi yeterli glutatyon olmadan düzenli çalışamaz, C ve E vitaminleri gibi antioksidanlar glutatyona güvenirler. Glutatyon, vücutta normal hücrelerin antioksidan durumunu oksidatif türevli mutasyonları önleyebilecek seviyede tutar.
Glutatyon seviyesi ne kadar yaşayacağımızı öngörür. Hücrede temizleme işi olmadan ağır metaller ve artıklar biriktikçe hücresel düzeyde bozulma başlar ve bu durum ölümcül enfeksiyonları çekmek için mükemmel ortamlardır. Yeterli glutatyon olmadan, vücut toksinleri ve asit kalıntılarını biriktirir, vücut hızla dejenere olur, erken yaşlanır, viral ve bakteriyel enfeksiyonlardan çabuk etkilenir ve ölümle sonuçlanmaya kadar gidebilir.
Glutatyon, özellikle lenfositler olarak adlandırılan T hücreleri olmak üzere enfeksiyonla savaşmak için beyaz kan hücresi üretimini artırır. T hücreleri bağışıklığımızın merkezinde yer alır ve vücudun patojenlere, viral ve bakteriyel enfeksiyonlara veya hücrelerin invaziv olarak tanıdığı herhangi birşeye karşı bağışıklık tepkisini uyarırlar. Çalışmalar, glutatyonun bağışıklık hücreleri için besin olduğunu ve lenfositlerin gücünü artırdığını göstermiştir.
Bağışıklık etkilerinin yanı sıra; tümör hücrelerinin oluşumunu azaltır. Karaciğer yağlanmasında tedaviyi kolaylaştırır. Tip 2 diyabet ve insülin direncinin zararlı etkilerini azaltır. Vücutta biriken ağır metalleri temizler. Glutatyon, sahip olduğumuz en değerli proteindir.
Yüksek Doz C Vitamini: Yüksek doz C vitamini enfeksiyon, kanser, alerji ve fibromiyalj, kronik ağrı ile seyreden romatizmal hastalıklarda oldukça etkili bir tedavi yöntemidir. C vitamini interferon üretimini artırarak virüsün üremesini engeller. Fagosit işlevini artırarak virüsü enzimatik olarak sindirir. Sitokin üretimini artırarak bağışıklık sistemini güçlendirir. Nöraminidaz etkisini düzenleyerek antiviral etki gösterir. C vitamini, antikor üretimini ve aktivitesini artırır. Antihistaminik etki ile alerjik belirtilerin azalmasını sağlar. Vücuttaki antioksidan mekanizmayı artırır. Yaraların çabuk iyileşmesini sağlar. Kırışıklıkların oluşmasını ve güneş lekelerini azaltır.
Ozon Terapi: Son yıllarda yapılan çalışmalar, ozon tedavisinin insan vücudunun kendi tedavi edici potansiyellerine ciddi katkısı olduğunu göstermiştir. Ozon tedavisi insan vücudunun iki güçlü potansiyeli olan “antioksidan” ve “antiinflamatuar” potansiyellerini kullanarak vücudu hastalıklar karşısında güçlendiren bir tedavi yöntemidir
Tekrarlayan ozon terapiler neticesinde vücut bağışıklık sistemini uyarıcı sitokin adlı molekülleri üretir. Bunlar bağışıklık sistemini harekete geçirir. Bu sayede bağışıklık sisteminin bozuk veya zayıf olduğu hasta grubunda başarılı sonuçlar alınmaktadır. Ozon terapi Avrupa ülkelerinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Ozon terapi alternatif tıp yöntemi değildir, tamamlayıcı tıp tedavi yöntemidir.
Ozon terapi tek başına uygulandığında başarı elde edilen durumlar;
-Diyabetik ayak ve yaralar, venöz ülserler, yatak basısı yaraları, osteomiyelit, plevral ampiyem, fistül ve abseler
-İlerlemiş iskemik hastalıklar
-Yaşa bağlı maküler dejenerasyon
-Lokalize osteoartroz
-Kronik Yorgunluk Sendromu
-Fibromiyalji
-Primer diş kökü çürükleri
-Oral kavitenin tekrarlayıcı veya kronik enfeksiyonları
-Özellikle antibiyotik ve kimyasal dirençli bakteri, virüs ve mantarlar ile enfeksiyon hastalıkları, Hepatit, HIV, Herpetik enfeksiyonlar
OZON TERAPİ UYGULANDIĞINDA BAŞARILI SONUÇLAR ELDE EDİLEN HASTALIKLAR
-Kansere bağlı yorgunluk, eldeki veriler ozon terapinin kansere bağlı yorgunluğu azaltmada ve yaşam kalitesini artırmada, kemoterapi ve radyoterapinin vücuttaki yan etkilerini azaltmada etkili olduğunu göstermiştir.
–Astım; multifaktöriyel olmakla beraber çok iyi sonuçlar elde edilen hastalar olmakla beraber zayıf sonuç alınanlar da vardır.
MODERN TEDAVİ YÖNTEMLERİNİN BAŞARISINI ARTIRAN HASTALIKLAR;
-Otoimmün hastalıklar(MS, Romatoid Artrit, Crohn hast, Ülseratif Kolit, Psöriazis)
-Senil Demans
-Pulmoner Hastalıklar (KOAH, İdiopatik Pulmoner Fibrozis)
-Metastaik kanser
-Sepsis